Covid-19 virüsünün yayılma hızına ve etkilerine gerek basından gerekse sosyal medya platformlarından hepimiz hakimiz. Özellikle son dönemde başta İtalya olmak üzere önü alınamaz bir biçimde Avrupa’ya yayılması, çoğu yerde karantinaların başlaması sebebiyle insanların yakınen iletişime geçebileceği toplu organizasyonların çoğu teker teker iptal oluyor. Şirketler de hızla toplantılarını ve konferansları iptal ediyorlar bu durum da onları bir çözüm yolu düşünmeye itiyor.
Coronavirüs Yüzünden İptal Edilen Bazı Konferanslar
Bu şekilde iptal edilen ilk konferans Mobil Dünya Kongresi (MWC 2020) idi. Her yıl elektronik üreticilerinin ve telefon meraklılarının bir araya geldiği bu toplantı yapılmasına haftalar kala güvenlik nedeniyle iptal edildi. Daha sonra Adobe Zirvesi, Facebook F8 Zirvesi derken devamı çorap söküğü gibi geldi. Google yıllık geliştirici zirvesi Google I/O‘yu ve bulut odaklı konferansı Google Cloud Next‘i, Microsoft MVP Zirvesi’ni, IBM Think‘i iptal etti. TED ise toplantılara devam ediyor fakat ertelemeyi veya çevrim içi katılım sağlanması gibi çözümleri gündeme getirdi. Bazı şirketler ise çalışanlarına zorunlu uzaktan çalışma politikaları uygulamaya başladı. Facebook, Twitter, Google ve Salesforce çalışanlarından son haftalarda evden çalışmalarını talep etti.
Bunlara daha çok örnek verebiliriz, uzun lafın kısası Covid-2019 virüsünün yarattığı panik ve endişe hali nedeniyle dünyanın pek çok yerinde buluşma ve toplantılara alternatif çözümler getirilmeye çalışılıyor. Bu durum sadece şirketler özelinde de değil elbette. Sosyal yardımlar iptal edildi ve üniversiteler çevrim içi eğitime yöneldi.
Konferanslar Çevrim içi (Online) Olabilir mi?
Konferanslar hem iş hem de akademik açıdan altın değerindedir. Aynı sektörü paylaştığınız insanlarla etkileşime geçip fikir alışverişinde bulunmanız için uygun bir ortam sağlar. Aynı zamanda bağlantılarınızı ve çevrenizi geliştirip profesyonel anlamda ilişkilerinizi güçlendirmeniz açısından oldukça faydalı etkinliklerdir. MIT tarafından yapılan bir çalışma konferans toplantılarından çıkan bilimsel iş birliklerinin aynı kurumdaki iki araştırmacı arasındaki projelerden daha yeni ve daha disiplinli olduğunu ortaya koydu. Elbette ki belli bir noktadan sonra kalabalık bir insan grubunun aynı ortamı paylaşmasından kaynaklı havasızlık problemi çekebilirsiniz ancak size kazandıracağı artıların yanında bunun lafı bile geçmemeli! İçeriklerinin ve kazandırdıklarının değerli olmasının yanı sıra bu tip etkinliklerin yapıldığı yerler ve şartları genelde pek iç açıcı olmuyor. Bir grup insan bir otelin toplantı veya balo salonunda sert sandalyelerde oturur ve bir dizi sunumu/panel tartışmasını izler. Bu rahatsızlıklara katlanmayı göze alıyorsanız gerçekten size bir şeyler kazandırmasını bekliyorsunuz demektir.
Dijital Konferans Girişimleri
Web seminerleri, dijital paneller gibi alternatif fikirler de ortaya atıldı elbette. Fakat bunlar da mükemmel çözüm yolu değil. Run the World isimli bir sanal konferans girişiminin kurucu ortağı olan Xiaoyin Qu çoğu sanal konferanstaki sorunun insanların birbiriyle tanışma olanağının olmaması olduğunu belirtiyor. Run the World’ün genel ortağı Connie Chan, girişimi “Zoom videosu, Eventbrite bileti, Twitch etkileşimi ve LinkedIn ağı“nın bir karması olarak tanımlıyor. Pazar araştırması yapmak amacıyla düzinelerce konferansa katılan Qu, bir konferansın en can alıcı noktasının açılış konuşması değil insanların birbiriyle iletişime geçebileceği mola oturumları veya kahve noktaları olduğunu da ekledi. Eğer insanlar kendileriyle veya işleriyle ilgili biriyle tanışabilirlerse bu ödedikleri paralara değiyordu. Fakat eğer bu olmazsa bazı konferansların gerçekten zaman ve para kaybı gibi hissettirmesi kaçınılmaz.
Run the World isimli bu yeni platform konferans organizatörlerinin bilet fiyatlarını, tartışma ve panellerin canlı bilet fiyatlarından %25 oranında kesinti yapılmış halinde satışa sunuyor. Ayrıca konferans katılımcıları ilgi alanlarına yönelik bir profil doldurabiliyorlar ve bu sayede ortak ilgi alanlarını paylaşan insanlarla eşleşebilmek için bir algoritma kullanabiliyorlar. Yani uygulama sanal bir kokteyl partisi yaratarak katılımcıların video görüşmesi üzerinden birbirleriyle buluşmasını sağlıyor.
Birkaç hafta önce karşımıza çıkan bir girişim olan Hopin de benzer bir sanal konferans yaklaşımı benimsemekte. Platform katılımcıları tanıştırmak için ChatRoulette tarzı bir özellik de dahil olmak üzere canlı akışlı sunumları sanal ağ ile birleştiriyor. ChatRoulette oldukça mantıklı bir girişim çünkü bir konferansta insanlarla tanışmanın en doğal ve yaygın hali otel barı hakkında geyik yaparken veya öylesine dikilirken, yani planlamadığınız anlarda olur. İşte insanların canlı etkinlikleri tercih etmesinin sebebi bu, bu ansızın biriyle karşılaşabilme ve iletişim kurabilme ihtimali algoritmalar üzerinden sanal olarak yapılana göre çok daha cazip geliyor.
“Fiziksel olarak insanlarla iletişim kurmaya ve etkileşimde bulunmaya gidiyorsunuz ve biz de bu sorunu çözüyoruz.”
-Hopin’in kurucusu Johnny Boufarhat
Yüzyüze görüşmeler için Zoom ve Snack, geniş kitlelerle yapılacak etkinlikler için de Twitch ve YouTube gibi alternatifler var. Fakat bunlar gerçekten geniş çaplı uygulamalar için yeterli değil. Hopin daha deneme aşamasında olan bir uygulama fakat bu haliyle bile aynı anda 100.000 katılımcıya içerik akışı sağlayabiliyor. Boufarhat, bu sayının gelecekte 1.000.000’a kadar çıkması için çalıştıklarını da açıkladı. Daha kullanıma açılmasına 6 ay olmasına rağmen yaptırılan 10.000 erken kayıt var, hatta coronavirüs salgınının yayılmasıyla beraber son dönemde 8.000 kullanıcı daha platforma kayıt yaptırdı. Zaten geliştiriciler kendi açıklamalarında da inanılmaz bir büyüme hızına sahip olmalarına rağmen bu hızın %15 oranında salgından kaynaklandığının da farkında olduklarını eklediler.
Daha önce sitemizde bu tarz eğlence olsun, bilgilendirme olsun, iş geliştirme olsun, bunun gibi toplu etkinliklerde teknolojinin nimetlerinden yararlanıldığı haberlere yer vermiştik. Sanatçılarla ortak çalışarak bir sanal gerçeklik kütüphanesi yaratan ve konser deneyimini VR’a taşıyan uygulamalar, Roncalli sirkinde hayvanların yerine 3 boyutlu hologramların kullanılacak olması gibi. Ne kadar gerçek geliyor, ne kadar iyi hissettiriyor burası oldukça göreceli. Sonuçta gerçekten orada değilsiniz, bu dijital konferans projesinde olduğu gibi, mesela bir algoritmanın sizi biriyle rastgele eşleştirmesi asla sıkıldığınızda tanışmak için birinin yanına gitmenizin veya kahve aldığınız yerde çarpıştığınız insanla kurduğunuz iletişimin yerini tutmayacak. Gelecek bize tüm imkanları sunuyor ama alıştığımız ve umduğumuz düzenin yerini ne zaman tam olarak alabilecek hep beraber yaşayıp göreceğiz.
Kaynak: WIRED