Blok zinciri (blockchain) ürünleriyle ilgilenen teknoloji uzmanları ve yatırımcılar için bir bilgi paylaşım platformu olarak kurgulanan Chainisium; etkinliğin konumu, organizasyonu, konukları ve içeriği ile fazlaca tatmin ediciydi.

Dağıtık defter yapısı sayesinde merkezi güç algısını kaldırarak internete demokrasi getiren blockchain; iki kişi arasındaki anlaşmalar için 3. kişiye ihtiyaç kalmaması sayesinde bir ödeme yöntemi olarak da kabul edilirken kafaları oldukça fazla karıştırıyor ve bu alanda yatırım fırsatı yakalamak isteyen birçok şirketi hayal kırıklığına uğratabiliyor.

Durum buyken; bu konuda bilgi ve deneyim sahibi insanların ilham paylaşımı yapabileceği platformların da önemi bir hayli artıyor. Chainisium da aslında yazılımcısı, evhamcısı, avukatı, girişimcisi ve katılımcısı ile tam da bu beklentiyi karşıladı.

Öncelikle Inoix Tech’in kurucularından İpek Silah bizlere güzel bir tanıtım yaptı. İnoix’in gerçek dünya sorunlarına bilgi ve tecrübeleri ile destek olacağını anlattı. İpek Silah’ın tüm misafirlere dağıtılan cüzdanların bazılarında Ethererum olduğunu söyleyerek heyecan yaratmasının akabinde sahneye adımını atan ilk konuşmacı Projera CEO ve kurucusu Dinçer Özturan oldu. Dijital Devrimin İçinde Blok Zinciri başlığını ele alan Özturan, çeşitli teknoloji trendlerine değindi

Blockchain’den, tıpkı internetin 20 yılda dünyaya yaptığı etkiye benzer bir etki beklendiğinden bahseden Öztüran; blok zinciri konusunda hem teknoloji projelerinde hem de kripto para projelerinde birçok balonla karşılaştığımızı hatırlattı. Dubai’nin bir blockchain ülkesi olacağını açıkladığını da aktaran ve şirketlerin birçoğunun dijital dönüşüm trendini yakalamak için gereksiz acele ederek sadece 2-3 yıllık planlar yaptığını, oysa artık dijital dönüşümün sürekli yaşayacak bir olgu olduğunu vurguladı.

Dinçer Öztüran’ın bahsettiği birkaç gelecek vaat eden blockchain projesi:

Notary: Güvenli Sözleşme Yönetimi

We Power: Yenilenebilir Enerji Ticaret Platformu

Paragon: Uyuşturucu muhteviyatlı ilaçların yasallaştırılması

Riot Technologies: Kripto Parası Olan Alıcılar Kripto Para Kullanmayan Satıcılar

DSPlus: Sadakat Sistemi

Requıtıx: E-ticaretteki Satış Komisyonlarını Azaltma

İsmail Hakkı Polat

Blok zinciri’nin bir “dijital güven protokolü” olduğunu hatırlatan konuşmacı bu teknolojinin kullanım alanlarından bahsettikten sonra bankaların bu dijital devrimden payını alabilmek için altyapıyı alıp, asimile ederek kendi kültürlerine göre devam edeceklerini belirtti. Finans sektöründeki devrim konusunda biraz karamsar olan Polat, devletlerin kripto para kullanımının nasıl olabileceğine dair kısa bir senaryo sundu.

Bu senaryoya göre kripto parasını çıkaran Türkiye; Migros-THY gibi firmalara kendi para birimlerini oluşturmasını söyler ve artık her bir kullanıcı MigrosCoin ile ödeme yaptığında %1’lik bir bedel DevletCoin’e aktarılabilir. Bu senaryonun tek noksan noktası ise bu ödemelerin anonim olmayacak oluşudur. Çünkü şu an nakit para ile yaptığımız alışverişler takip edilemezken; bu sistemde aldığımız ekmek bile devlet takibinde olabilecek.

Yine devlet üzerinden ilerlediğimizde; “Eğer hükümet blockchain’e ayak uydurmak istiyorsa nüfus cüzdanlarını zincire ekleyebilir ve böylece herhangi bir operatöre, bankaya ve benzeri özel kuruluşlara kimlik fotokopimizi emanet etmek zorunda kalmayız” diyen İsmail Hakkı Polat tam olarak bunu hayata geçirmek isteyen bir proje olan Kimlic’ten bahsettikten sonra blockchain’in de o kadar kusursuz olmadığını ve IOTA-NANO gibi teknolojilerin daha da dağıtık bir sistem sunduğunu hatırlattı.

[tooltip tip=”Atıştırmalıklar + puan, kahvelerin 2si1 arada olması – puan”]Kahve molasından[/tooltip] sonra sahneye ‘kaynayan’ siber güvenlik dergisi Arka Kapı’nın tanıtımını dinledik ve ETH ile ödeme kabul ettiklerini öğrendik –ki artık ETH veya BTC ile ödeme kabul etmenin bizi çok da şaşırtmadığını, günlük hayatımızın bir parçası haline geldiğini fark ettik- ve akabinde sahneyi Cemil Şinasi Türün aldı.

Türün; blockchain’in akıllı sözleşme ve dijital güven protokolü özelliklerine atıfta bulunarak yıllardır Türkiye’de kullanılan vadeli çeklere benzerliğinden bahsetti ve Lidyalılar parayı bulmadan önce Sümerler’in vadeli çek kullandıklarını anlatarak Bitcoin’i Lidya Aslan’ına (Lidya parası) blockchain’i ise vadeli çek defterine benzetti. Ancak mevcut yapıda blockchain kredi sağlamazken vadeli çek kredi sağladığı için bu konuda Türkiye hâlâ daha gelişmiş durumda.

Blockchain’in Bakara Sûresi 282. Ayette anlatıldığını söyleyen konuşmacı, ayette bahsedilen 3. kişinin blok zinciri olabileceğini söyledi ve kendisinin de geliştiriciler arasında bulunduğu Defterhane projesinden kısaca bahsederek, detay vermeden konuşmasını bitirdi.

Av. Sima Baktaş 

Henüz kanunlar nezdinde kripto paralara dair herhangi bir madde olmadığını belirterek sözlerine başlayan Sima Baktaş; Türk hukukunda sadece elektronik paraya dair bir tanım bulunduğunu ve bu durumda kripto paraların veya halka arzın (ICO’nun) suç sayılmasının söz konusu olmadığını belirtti. Avrupa merkez bankasının sanal para tanımından bahseden avukat, dünyadaki kripto para düzenlemelerinden birkaç örnek göstererek konuşmasını bitirdi. (Aslında oldukça detaylı ve doyurucu bir konuşmaydı ancak sunumdaki renk seçiminden dolayı yazıları okuyamadık. Blockchain hukuku konusunda merakınız varsa bu siteyi inceleyebilirsiniz.)

“Kanunsuz suç olmaz”

KryptEd (Ali Erciyaş ve Altuğ Öztürk)

İki Türk arkadaşın projesi olan KryptEd, kripto para ve blockchain üzerine eğitimlerin olduğu; öğretmen ve öğrencinin etkileşim kurabildiği, eğitim videolarının ücretsiz olduğu, sadece ekstra özellikler (Yorum, ödev vb.) için KED ile ödeme yapılabilecek olan bir eğitim platform oluşturmaya odaklanıyor.

Hem öğretmenlere hem de öğrencilere ödül olarak dağıtılacak olan KED jetonu HODL karşılığında da kazandıracak. Yani elinizdeki KED’leri satmazsanız daha fazla özelliğe ve daha fazla KED’e sahip olabileceksiniz. Online Course (Çevrimiçi kurs/ders) piyasasının 46 milyar dolar market değeri olduğunu belirten ikili; KryptEd topluluğunun zamanını uygulama içerisinde harcamasını sağlayacak Demo Trading (Risksiz al-sat simülasyonu) sistemi kuracaklarını ve eğitimler sonucunda sertifikaların blockchain sisteminde saklanacağını da ekledi.

Etkinliğin ilerleyen dakikalarında konuşma yapan Mert Susur ise KryptEd’in online video depolama sistemi olarak Swarm ile görüşme halinde olduklarını söyledi.

Sonrasında sahneye çıkan Jita’nın kurucusu Jerome Rousselot’u; nispeten hızlı ve biraz sessiz bir konuşma tarzı olduğundan dolayı pek anlayamamış olsam da genel olarak Bitcoin’in işleyişinde Miner ve Node’lardan bahsederek blockchain’deki veritabanının gizliliğininin avantajlarını da anlattı. Facebook, Gmail ve Uber gibi özel şirketlerin kişisel bilgilerimizle neler yaptığını bilmediğimizden bahseden Rousselot’dan sonra sıra benim kişisel olarak en çok merak ettiğim isim olan Mert Susur’a geldi.

Mert Susur’u çok merak ediyordum çünkü kendisi Twitter üzerinden sürekli eğitimler düzenliyor ve ilgimi çekiyordu.

Blockchain hakkında biraz olumsuz konuşacağını söyleyerek konuşmaya başlayan yazılımcı başta #Evham kategorimize biraz göz kırpıyor gibi olsa da aslında birçok kişinin sadece trend olduğu için içerisine girmeye çalıştığı blok zincirin zorluklarını, sistemsel kısıtları anlattı ve tecrübelerini aktardı.

Zincir içerisinde dosya depolama sorunları, blok süreleri ve kabullerin beklenmek zorunda olması, zincir içi ve zincir dışı dünyanın entegrasyonunun zor olması ve güvenlik gibi sıkıntıları anlatan Mert Susur Ethereum’da akıllı kontrat oluşturmak için normal yazılımlara göre çok daha detaycı ve dikkatli olmak gerektiğini anlattı.

Ethereum’da veri saklamanın imkansıza yakın olduğunu aktaran Susur, 1 KB veri için 0.512 ETH (Güncel kurla yaklaşık 450 dolar) ücret ödenmesi gerektiğini de söyledi. Bu soruna çözüm olarak da Sia, Swarm ve benzeri blok zincirinde depolama sağlayan girişimleri gösterdikten sonra katılımcıların sorularını cevapladı.

Son olarak sahneye çıkan Qlink temsilcisi Bart Coelus; merkeziyetsiz bir internet ağı oluşturmak istediklerini belirtti. Dünya üzerinde yaklaşık 8 milyar mobil internet abonesi olduğunu ve bunların kendi internetlerini paylaşırken tereddüt edebileceğini veya şehirdeki ağları kullanırken sorunlar yaşayabileceğini söyleyen konuşmacı Qlink’e bağlı kullanıcıların şehirdeki WI-FI noktalarını ve diğer Qlink’e bağlı insanların paylaşımlı WI-FI’larını özgürce kullanabileceğini aktardı. İnternet aboneliği için QLC isimli jetonu (coini) almamız gerekirken; internetine bağlandığımız herhangi bir arkadaşımıza da QLC ile ‘ödeme’ yapabileceğimizi vurguladı.

Bart Coelus; İstanbul’da sosyal alanlarda çok fazla internet ağının olmasına rağmen bunların hepsinin şifreli ve üyelik gerektiren sistemlere sahip olmasından dolayı tercih edilmediğini, sorun çıkardığını veya endişe oluşturduğunu söyledi.

Qlink, istediğimiz her ortamda özgürce internete bağlanmamızı, internetimizi paylaşmamızı ve tüm bunları yaparken blockchain içerisinde, yani zincirin içerisinde olacağımız için tamamen gizli ve güvenli bağlantılara sahip olmamızı sağlıyor.

Ayrıca yine sunumda anlatıldığına göre Qlink çok yakında kendi blok zincirini oluşturacak ve Qlink Labs’te farklı girişimlerin kendi yazılımlarını geliştirmesini destekleyecek.

Takım arkadaşlarımız Munise Ben ve Bilge Kesen ile birlikte takip edebildiğimiz kadarıyla derlediğimiz başlıklar böyle oldu. Fazlaca tatmin olduğumuz, birçok yeni bilgi edindiğimiz; konumu, organizasyonu, yemekleri ve konuşmacıların kahve molalarındaki ilgisi gibi konularda da beklentimizi aşan bir etkinlik oldu.

Daha önceki etkinlik incelemelerimize de göz atmak isterseniz Etkinlik/Mesken kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir