Boyutları ne olursa olsun, çatlaklar kötü bir haberin işareti olabilir. Ancak sanıldığı gibi çatlaklar her zaman kötü bir şeye işaret etmeyebilir. Bir çikolata düşünün. Bu çikolatanın tadını çıkarmak istiyorsanız paketi açmalısınız. Paketi açmak için yapmanız gereken paketi yırtarak bir çatlak oluşturmak. Dişlerinizin bu çikolata çubuğunu daha küçük parçalara ayırması gerekiyor ve dişleriniz ağzınızda çok daha fazla çatlak yaratıyor.

Peridinamik Kavramı

Glasgow’daki Strathclyde Üniversitesi, dünyada bir ilke imza atarak çatlama bilimine adanmış yeni bir merkez açtı. Kökeni klasik Yunanca’da “etrafında” ve “kuvvet” kelimelerinden meydana gelen peridinamik kavramı ile çatlakları simüle ve analiz etmek için sofistike hesaplama modelleri kullanılıyor.

Araştırma merkezinde çatlakları bilgisayar modeli üzerinde böyle görüntülüyorlar

Çatlakların nasıl oluştuğunu ve yayıldığını incelemek için başka yöntemler hali hazırda var. Ancak her biri çok küçük veya oldukça büyük olanlar olmak üzere farklı bir ölçeğe odaklanıyor. Peridinamikte kullanılan bilgisayar modellemesi, kompozitler gibi genellikle karmaşık malzemelerdeki her boyuttaki çatlakları simüle etmek için kullanılabiliyor. Bunun yolu aynı denklemin çatlağı olsun veya olmasın bir malzemeye uygulanabilmesinden geçiyor.

Samsung ile anlaşma

Dr. Selda Öterkuş ve Strathclyde Üniversitesi Peridinamik Araştırma Merkezi (Strathclyde’s Peridynamics Research Centre)’nin eş yöneticisi Dr. Erkan Öterkuş, elektronik bileşenlerindeki çatlamaları incelemek için Samsung ile birlikte çalıştıklarını açıkladı. Bu çatlaklar beklenmedik yerlerde buhar nedeniyle ortaya çıkıyor. Elektronik paketin polimer bileşenleri depolama ve nakliye sırasında nemi emiyor. Sonra lehimleme işlemi sırasında elektronik bileşenleri bir araya getirmek istediğinizde sıcaklık yükseliyor ve buhar basıncı oluşturuyor. Böylelikle bir çatlak meydana geliyor.

Dr. Selda Öterkuş ve Dr. Erkan Öterkuş, çatlak bilimi araştırma merkezi
Dr. Selda Öterkuş ve Dr. Erkan Öterkuş

İklimsel Rolü

Küresel ısınma arttıkça, Kuzey Kutbu’nun kenarındaki denizlerden Uzak Doğu, Amerika ve Avrupa arasında daha kısa nakliye yolları açılıyor. Kuzey yollarındaki bu deniz buzu kırılabilir veya gemiler de çatlayabilir. Peridinamik, etkileşimlerinde her ikisinin davranışını simüle edebilir.

Örneğin tarihten bildiğimiz Titanik kazasından yola çıkarsak, buzun etkisini düşünmeden sadece gemiler tasarlarsak, geminin yapısına büyük zarar verebiliriz. Peridinamik metodoloji buzu ve gemiyi bir malzeme olarak modelliyor ve bu iki farklı nesne birbiriyle temas ettiğinde ne olacağını simüle ediyor.

Peridinamik, yakın ve uzak kuvvetlerin binaları, uçakları ve hatta bedenlerimizi nasıl etkileyebileceğini daha iyi anlayarak güvenliği artırma ihtimalini ortaya koyuyor. Pratik anlamda bu, buzun çatladığı bir gemi ile geminin çatladığı buz arasındaki fark anlamına gelebilir.

Ya da gerçekten çikolata barı dişleriniz mi çatlatıyor yoksa çikolata bar dişlerinizi çoktan çatlamış mı?

Kaynak ve ileri okuma: BBC

 

Share:

administrator

96'da İstanbul'da doğdu, Marmara Üniversitesi Basım Teknolojileri bölümünde yüksek lisanına devam ederken İş Geliştirme alanında çalışıyor. Sonunda soru işareti olan her şeye ilgi duyarken geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir