Yapay zekanın bir insan yaratıcılığına erişmesi bizim şu an için hem en büyük ütopyamız hem de en büyük distopyamız. Bir yapay zeka, tek başına bir insanın yerini tamamen alabildiği gün neler olacağını hiç kimse bilmiyor. Belki arkadaş olarak yaşayabileceğimiz bir ırk ortaya çıkmış olacak belki bizden üstün bir ırk belki de modern kölelik.

Ancak o gün gelene kadar tüm sorumluluklar tamamen insanoğlunun elinde. Sürekli yapay zekayı geliştirmek için uğraşıyor, datasetler ile besliyoruz. Bugün herhangi bir yapay zekanın, insan desteği olmadan gelişebilmesi neredeyse imkansız.

Janelle Shane isimli bir bilim insanı, Twitter’dan sürekli olarak derin öğrenme/neural network hakkında denemelerini paylaşıyor ve zaman zaman oldukça eğlenceli işler ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde gördüğüm bir tweet dizisini ise oldukça dikkat çekici.

Geçtiğimiz aylarda paylaşılan bu makaleyi baz alarak bu sayfada (siz de deneyebilirsiniz) denemeler yapan Shane; teoride kullanıcının girdiği tasvir cümlelerine göre görsel oluşturan yapay zekayı bir hayli zorlamış. Genel olarak yapay zekanın, yazılan şeyleri yüzeysel olarak algıladığını ancak ortama yerleştirme konusunda kafasının fazlaca karışık olduğunu görebiliyoruz. Shane, yapay zekanın kuşlar konusunda da oldukça iyi olduğunu düşünüyor.

Yukarıda göreceğiniz tweette ise; Shane, bottan “Masa oturup bir dilim kek yiyen bir kız” görseli oluşturmasını istiyor. Ortaya çıkan bu karışık görseli ise aylar önce piyasaya sunulan bir görsel botu olan Visual Chatbot’a soran bilim insanı, o bottan da bu görselin kek yiyen küçük bir kızı gösterdiği cevabını alıyor. Daha sonra Microsoft Azure’nin yapay zekasından da benzer bir cevap alan Shane, aşağıda farklı yapay zekaların verdiği farklı -ve alakasız- cevapları da listelemiş.

İnsanlara gösterildiğinde anlamasının imkansıza yakın olduğu (5 arkadaştan aldığım cevaplar “Göz, omuz, siyah t-shirt, yanan bir şey ve bir çiçek”, “Hayvan, kız ve cheesecake”, “at”, “köstebek”, “garip bir insan yüzü ve pasta” şeklinde oldu) bu görseli farklı yapay zekaların -hepsi olmasa da- anlıyor olması, kendi aralarındaki ‘dilin’, bizi dışarda bırakabileceğini gösteriyor olabilir mi? Asla fark edemeyeceğimiz, fark etsek bile çözmemizin uzun süreceği bir iletişim biçimi geliştirmek isterlerse başımız derde girer mi? gibi sorular ile daha fazla vakit geçireceğiz gibi duruyor.

İleri okuma: aiweirdness

 

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir