Başlığı görünce birçok insanın aklına geçmişe kıyasla çevremizle çok daha az iletişime geçmemiz veya gün geçtikçe kendi içimize kapanmamız gelmiş olabilir. Lakin bugün bu konulardan değil belki de hepimizin farkında olduğu fakat adını koyamadığı bir durumu konu alacağız. Sosyal Soğuma çok basit bir mekanizmaya dayanıyor: ‘’Eğer izlendiğinizi düşünürseniz davranışlarınız değişir.’’ Bu noktada aklınıza ‘’Peki sosyolojik bir konu olan Sosyal Soğuma’nın bilim-teknoloji sitesinde ne işi var?’’ sorusu gelebilir. Bu yazımda Big Data’nın bu mekanizmayı nasıl aşırı derecede uyardığından ve bu uyarımın insan davranışlarını nasıl etkilediğinden bahsedeceğim.

Bilmeyenler veya bilgisinden emin olmayanlar için Big Data’yı tanımlamak gerekirse elde edilen tüm karmaşık verilerin veri madencileri tarafından analiz edilip anlamlı ve işlenilebilir şekle dönüştürülmüş haline Big Data diyoruz. Örneğin bir veri madencisinin elinde Facebook’tan kilo vermeye yönelik sayfaları beğenen kişilerin verileri ve internetten zayıflama ilacı satın alanların verileri var ise bu kişi yapacağı küçük bir analiz sonucu kilo verme yöntemlerinden bahsedilen bir siteye zayıflama ilacı reklamı vermenin mantıklı bir seçim olup olmayacağı konusunda bilgi sahibi olabilecektir.

Birçok uzman verileri petrole benzetmekten çekinmiyor. Verileri kullanabilmemiz için rafine etmemiz gerekiyor ve tıpkı petrol gibi onu kullanırken çevreye zarar veriyoruz.

Örneğin 2015 yılında yapılan bir çalışmada yüksek maaş getirili işlerle erkeklerin daha fazla ilgilendiği ortaya koyulmuş. Başka bir örnek vermek gerekirse Facebook sosyal medyada ‘’kötü arkadaşlara’’ sahipseniz bankaların size daha az kredi vermesi gerektiğini öneren bir algoritmanın patentini almış. Tüm bunları göz önüne aldığımızda insanların makul sebeplerle davranışlarını değiştirme olasılığı pek de azımsanacak bir oran değil. Tabii ki bu değişimin de kötü etkileri olacak.  Bu etkileri birkaç örnekle açıklayabiliriz.

Toplumdaki Yerimiz Kaygısı

Hiç ziyaretinizin kayıt altına alınacağını düşündüğünüz bir linke tıklarken tereddüte düştünüz mü veya Spotify kullanırken dinlemenin sizi kötü göstereceğine inandığınız bir şarkıyı açmadan önce gizli hesaba aldığınız olmadı mı? İnsanlar bu baskıyı giderek daha fazla hissediyor ve kendine sansür uygulamaya başlıyor. İşte bu etkiye hukukta Soğutma Etkisi deniyor. İşin ironik yanı bu durum özgürlüklerimizi kısıtlamıyor sadece onları kullanmaktan korkuyoruz.

Risk Alma Kaygısı

Bu konuyu doktorlar üzerinden açıklarsak sanırım çok daha kolay anlaşılır olacak. Örneğin ülke çapında tanınmış bir cerrah ileri derece bir kanser hastasını ameliyatın çok daha zor ve sağkalım oranının çok daha düşük olacağını göz önüne alarak opere etmek istemeyebilir. Çünkü alacağı bu risk başarısız geçecek bir ameliyatın ardından doktorumuzun itibarında azalmaya sebep olacaktır. Fakat eğer cerrahımız insanların onun hakkında ne düşüneceğinden bu denli korkmasaydı belki de bir hayat daha kurtulmuş olabilecekti.
Belki de sorunun ne denli ciddi olduğunu anlamamız için Küresel Isınma ile benzerliklerini ortaya koymalıyız. Sosyal soğumanın belirtileri küresel ısınma gibi uzun dönemde ortaya çıkıyor. Tıpkı çevremizin ne kadar kirlendiğini görememiz gibi sosyal soğumayı da çoğu insan ne yazık ki göremiyor. Hakeza sosyal soğuma küresel ısınmada olduğu gibi bütüncül bir problemdir. Ne yazık ki bu problemi vatandaşlar, girişimciler, bilim insanları ve hatta politikacılar tek başına çözemezler. Küresel ısınmanın gündeme getirilmesi ilk sorunlar ortaya çıkmasından itibaren 40 yıl, küresel ısınma ile savaşta bugünkü noktaya gelmemiz ise 80 yılımızı aldı. Sosyal Soğuma konusunda bu kadar bekleme lüksümüz yok.

İleri Okuma ve Kaynak: SocialCooling.com

Yazar: Semih Varnalı

Share:

administrator

Günümüzde gelişmesine tanık olduğumuz teknolojilerin gelecekteki kültürel çıktılarını araştırır; bilgi, deneyim ve ilham paylaşımı için çabalar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.