Yüzlerce yıldır sahip olduğumuz “çalış, para kazan, hayatını idame ettir” sistemi; yapay zeka ve robotların gelmesiyle birlikte hayatımızı dönüştürmek ve milyonlarca insanı işsiz bırakmak üzere. Kimilerince evham kimilerince ilham olarak yaşanacak bu değişimlere hızlı adapte olmak için her alanda birçok yöntem düşünülüyor. İşsizlik sorununu ortadan kaldırmak ve daha huzurlu bir toplum yaratmak için düşünülen yeni yöntemlerden birisi ise Universal (veya unconditional) Basic Income dediğimiz evrensel (koşulsuz) temel gelir.

Devletin, herhangi bir koşul veya özellik aramadan karşılıksız olarak vatandaşlarına düzenli maaş vermesini kapsayan bu sistem yıllardır birçok ülkede tartışılıyor ve farklı şehirlerde pilot uygulamalar başladı bile. Kanada’nın Ontario eyaletinde Hamilton şehrinde yaşayan ve bir süredir temel gelirden yararlanan James Collura da şu an dünyada bu deneyimi yaşama şansına erişen insanlardan birisi.

Bir bankada yarı zamanlı olarak, müşterilere mobil uygulama ve internet bankacılığını nasıl kullanacağını öğreten James “İşimde iyiye gittikçe gördüğüm yüzlerin sayısı azalıyordu” diyerek robot çağının “kendi sonumuzu hazırlıyoruz” evhamını hatırlatıyor. Sonrasında, daha önce okulda da eğitimini aldığı temel gelir konseptinin uygulanacağını gördüğünde başvuru yapmış ve pilot bölgede, karşılıksız olarak 3 yıl boyunca aylık 900$ alma hakkına sahip olacak 4500 kişiden birisi olmuş. Bir süre sonra burada, bu konudaki fikirlerini aktarmış.

“Stres seviyem, sağlığım ve genel hayatım çarpıcı bir şekilde değişti. Gelişmesine zamanımı, çabamı ve enerjimi çok fazla harcadığım topluluk tarafından giderlerimin karşılanmasına çok minnettarım. Straight to The Streets ile evsizlere giysi verdim, zamanımı gönüllülük projeleri ile geçirdim, ilk duvar resmimi yaptım, ilk defa açık mikrofon etkinliğinde gitar çaldım, yeni iş becerileri (video düzenleme) öğrendim, yeni dersler aldım, daha çok uğraştım. Topluluk projeleri ve hayatımın her alanını iyileştiren seçimler yaptım.” – James Collura

Elon Musk gibi endüstri devlerinin de “bir gün mutlaka bu işsizlik sorununa çözüm bulmamız gerekecek ve bu konsept oldukça mantıklı duruyor” diye anlattığı ve sağcısından solcusuna, kapitalistinden komünistine kadar herkesin sıcak baktığı evrensel temel gelir sisteminin felsefe, sanat ve bilimin hüküm sürdüğü Antik Yunan çağını geri getireceği ve daha huzurlu bir toplum yaratacağı düşünülüyor. Hindistan’da Sikkim, Amerika’da Stockton ve daha birçok ülkede onlarca şehir veya eyalet bu konsepti denemeye başladı bile.

“Kasiyersiz kasaları boykot edip, akıllı uygulamaları kullanmayarak insan dostlarınızı korumak istiyorsunuz, sizi anlıyorum, bu takdire değer. Ancak bu insanların sırf başlarını sokacak bir evi karşılayabilmek için tekrarlayan, sıradan ve robotik işlerde çalışmak zorunda kalmadığında neler yapabileceğini de bir düşünün. Belki de BI (basic income – temel gelir) ile insanlar gerçekten yapmak istedikleri bir şeyi keyif alarak yapabilirler.”

Amerika’nın 2020’de yapacağı başkanlık seçimi için aday olan Andrew Yang’ın da kampanyasında Freedom Dividend ismiyle yer alan evrensel temel gelir, yakın geleceğimizin bir gerçekliği olacak gibi duruyor.

“İşlerimizi ‘kaybetmektense’ kişisel özgürlüğü, yaratıcılığı, tercih hakkını ve bolluğu ‘kazanabiliriz’. Nasıl yaşayacağımızı, nasıl çalışacağımızı, nasıl hayatta kalacağımızı ve bir tür olarak nasıl gelişeceğimizi yeniden düşünmeye başlamamız gereken bir zamanda yaşıyoruz.”

“Basic Income gelirse insanların evinde Netflix ve oyunlarla zaman öldüreceğini, topluma hiçbir katkı sunmayacağını düşünenler var. Açıkçası bunu tercih edecek insanlar da olacaktır ancak aksi yönde hareket edecek insan sayısı çok daha fazla olacak. Mesela ben. Son 1 yılda, 10 yılda yaptıklarımın toplamından daha fazla katkı sundum topluma.”

Ayrca James, temel gelir uygulaması başladıktan sonra işinden ayrıldığına dair yapılan haberin yanlış olduğunu, başka bir iş bulana kadar mevcut işinde devam ettiğini de aktarmış. Yeni işini ise daha yaratıcı ve daha huzurlu buluyor.

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.