Aynı ismi paylaştıkları kadar aynı sektörü paylaşan ve bu nedenle hatırı sayılır bir rekabet içinde olan Nikola ve Tesla firmalarının ismini son dönemde daha sık duyuyoruz. Elon Musk’ın girişimi olan Tesla’ya biraz daha hakimiz. Peki ama adını pek fazla duymadığımız Nikola aynı alanda neyi vaat ediyor?

Elektrik ve hidrojenle çalışan otomobil şirketi Nikola Motors‘un hisseleri Haziran ayında halka açıldıktan sonra 20 milyar dolara kadar yükseldi. Sektörde yenilikçi çözümler öneren Nikola’nın vaadi, hidrojendeki moleküler bağlardan gelen potansiyel enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren bir teknoloji olan hidrojen yakıt hücrelerini kullanarak önce ABD’de sonra da dünyada ulaşım sektöründe bir devrim yaratmak oldu.

Ayrıca tasarımlarını Tesla’nın tersine yüksek performans gerektirmeyen bireysel tüketici araçlarından ziyade sürekli uzun yol yapmak zorunda kalan yük kamyonları üzerine oluşturuyorlar.

Nikola Motors’un CEO’su Trevor Milton, içerik sitesi Observer’a yaptığı açıklamada “Dürüst olmak gerekirse, kamyon satarak kazanılacak çok para var, bireysel otomobil satışı bunun yanından bile geçemez. Kamyon taşımacılığını bu yüzden seviyoruz.” dedi.

ABD’de kamyon taşımacılığı yalnızca 2017’de 700 milyar doların üzerinde kazanç sağlayan çok önemli bir sektör. Kamyonculuk ABD’deki tüm yük taşımacılığının yüzde 71’ini oluşturuyor ve tam zamanlı iş piyasasının neredeyse yüzde altısı kamyonculardan oluşuyor.

Peki Nikola, kamyonlarda ne gibi değişiklikler vaat ediyor?

Kamyonların güç kaynağı devasa hidrojen bataryaları olacak. Örneğin tanıtılan modellerden biri olan Nikola One enerjisini 320 kWh gücündeki pilden sağlayarak 1.300-1.900 km arası menzile sahip olacak.

Nikola ONE

Ancak hidrojenin uzun mesafeli taşımacılığın geleceği olduğu konusunda herkes hemfikir değil. Nikola’nın harika finansal çıkışının ardından Tesla’nın CEO’su Elon Musk 11 Haziran’da hidrojen yakıt hücreleri teknolojisini alaya alacak şekilde bir tweet attı.

Elon Musk her ne kadar bu girişimi saçma bulduğunu ve işe yaramayacağını söylese de Nikola Motors halka açıldıktan bir haftadan kısa bir süre sonra Tesla kendi kamyon tasarımının bu ayın başlarında resmi olarak seri üretime girdiğini duyurdu.

Sadece kamyon mu?

Nikola Motors’un hali hazırda Nikola One, Nikola Two, Nikola Tre ve Nikola Badger olmak üzere 4 farklı modeli var. En son tanıtılan Badger modelinin Tesla’nın Cybertruck‘ına rakip olarak tasarlandığı düşünülüyor. Badger, hidrojen yakıt hücreleri ve lityum iyon pillerin verimli kombinasyonu sayesinde tahmini 600 mil menzile sahip olacak.

Nikola Badger
Nikola Two
Nikola Tre

Ayrıca Nikola Powersports adı altında 3 adet arazi aracı tasarımları da mevcut.
Nikola CEO’su Trevor Milton, Musk’ın alaycı ifadelerinin bir tür iltifat olduğunu düşündüklerini açıkladı.

Milton: “Demek istediğim Elon’un kararlarını etkilediğimizi bilmek güzel. Tesla’ya karşı hiçbir şeyimiz yok ama kesinlikle onları korkuttuğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü artık Tesla yakın zamanlı tüm kaynaklarını kamyon projesine adıyor.”

 

Başta Elon Musk olmak üzere fikirlerini saçma bulanlara ise şu şekilde cevap veriyor:

“Bir kamyon için enerji deposu olarak kullanmak üzere hidrojen üretme fikri mantıklı çünkü kamyon taşımacılığında ağırlık her şeydir.Bir kamyonun ne kadar boş ağırlığı, ne kadar yük taşıyabileceğini belirler. Hidrojen de oldukça hafiftir. Yani bir hidrojen kamyonu akülü elektrikli bir kamyondan yaklaşık 4.5 ton daha hafif olabilir.”

Milton her ne kadar genel anlamda ılımlı açıklamalar yapsa da, Musk’ın ateşlemelerine karşı geride kalmıyor. “Bir çiftlikte büyüdüm ve hayatım boyunca kamyonlara sahip oldum. Tesla’nın Cybertruck‘ının gerçek kamyon sahipleri için tasarlanmadığını düşünüyorum, onlar tamamen Tesla fanatikleri için tasarlandılar.” diyerek tartışmalarda altta kalmayacağını belli ediyor.

Elektrikle veya hidrojenle şarj edilen cihazlar uzun mesafede verimli olabilir fakat şarj gibi temel durumları da sıradanlaşacak kadar ulaşılabilir mi?

Tesla yıllardır araç sahiplerinin araçlarını hareket halindeyken ve benzin istasyonunda saatlerce beklemek zorunda kalmadan hızlı bir şekilde şarj etmelerini sağlamak ve bir Supercharger ağı oluşturmak için kaynak yatırımı yapıyor. Hidrojenli arabalara gelince ise en azından ABD’de araçları şarj edebilecek istasyon sayısı oldukça az. ABD Enerji Bakanlığı’na ait bir haritaya göre büyük çoğunluğu Kaliforniya’da olmak üzere ABD ve Kanada’da yalnızca 47 hidrojen yakıt istasyonu var.

Az sayıda mevcut hidrojen şarj cihazıyla orantılı olarak yakıt hücreli araçlar için tüketici talebi tahmin edilebileceği gibi az oluyor. ABD’de şu anda sadece bir avuç hidrojen yakıt hücresi ile çalışan araç satışta ve satışlar da giderek düşüyor. En çok satan Toyota Mirai bile 2019 yılında sadece 1.502 adet sattı.

Şarj cihazları olmadığı sürece hidrojen yakıt hücreli araçlara olan rağbet giderek azalacak ve aynı şekilde talep azaldıkça şirketler şarj istasyonlarına yatırım yapmaya yanaşmayacak. Bu kısır döngünün yanında Nikola ise gelecekte ABD genelinde kamyonlar için 700 hidrojen istasyonu oluşturma planıyla bunu değiştirmeyi vaat ediyor.

Var olmalarına ve oldukça verimli görünmelerine rağmen hidrojen pilleriyle çalışan araçları bugüne kadar pek duymamıştık. Onları bu kadar tercih edilmekten uzak tutan dezavantajlar neler?
  • Hidrojen yakıt hücrelerine sahip araçlar sıradan bataryalı araçlara göre performans açısından oldukça üstün duruyor.

 

  • Elektrikli araçlara göre çok daha hızlı şarj edilebilmesi, sadece atık su salınımı yapması, daha uzun menzilde daha verimli kullanılabilmesi gibi özellikleri bataryalı araçlara karşı göz dolduruyor. Fakat her güzelde olduğu gibi tercih edilebilirliğini azaltan birkaç kusuru mevcut.

 

  • Yukarıda bahsettiğimiz gibi hidrojen yakıt hücrelerini şarj edebilecek istasyon sayısının seyrek olması tüketicileri en çok düşündüren konu olarak karşımıza çıkıyor. Aynı şekilde hidrojeni depolamak, dağıtmak gibi teknolojiler ucuz olmadığından maliyet problemiyle karşı karşıya kalıyoruz.

Araştırmalara göre , elektrikli arabalar modele ve depolamadan önce elektriğin taşınması için ne kadar enerji gerektirdiğine bağlı olarak yüzde 70 ile 90 arasında bir verimlilik elde ediyor. Buna karşılık, Volkswagen‘in Mart 2020 basın açıklamasına göre elektroliz yoluyla hidrojen üretimi sırasında enerjinin yüzde 45’i kayboluyor. Orijinal enerjinin kalan yüzde 55’inin yüzde 55’i ise hidrojeni araç içinde elektriğe dönüştürürken harcanıyor. Yani sonuç olarak hidrojenle çalışan araçlar yüzde 25 ila 35 arası bir verimlilik elde edebiliyor.

Açıklamaya göre “Somut terimlerle ifade etmek gerekirse bu, hidrojenli bir arabanın aynı mesafe için bir bataryalı arabaya göre iki ila üç kat daha fazla elektrik tüketmesi anlamına gelir. Ancak bu tür enerji israfını karşılayamayız.”

Milton tüm bunlara rağmen hidrojenli arabaların genel bir karşılaştırmada galip geleceği konusunda oldukça umutlu.

“Her tasarımın verimsiz yanları vardır. Elektrikli bir arabaya güç sağlamak için doğalgaz veya kömür yakan şebekede ne kadar verimsizlik meydana geldiğini biliyor musunuz? Önemli olan bir aracı hareket ettirmenin ağırlığı ve kilometre başına maliyeti. “

Milton’un hayali, bir hidrojen kamyonuna güç vermeyi dizel veya akülü kamyondan daha ucuz hale getirmek. Sistem aynı zamanda yenilenebilir enerji sektörüne de büyük ölçüde bağlı olacak.

Kardeş kavgası

Ayrıca şirket 2018’de Tesla’ya iki milyar dolarlık dava açtı. Gerekçe olarak Tesla’nın 2017’de duyurulan kamyonunun kendi tasarımlarına çok benzediğini iddia eden Nikola’nın davası ilerledi ve tasarım patentleri Nisan ayında mahkemede onaylandı.

2016 yılından beri var olan ve öne sürdüğü tasarımlarla büyük yatırımcı desteği alan Nikola hala tek bir kuruşluk kazanç elde etmiş durumda değil. Milton yeni ve güçlü bir girişim olduklarını ve bu noktada yapmaları gerekenin eleştirilerden olumsuz etkilenmek değil her zaman yukarıyı hedeflemeye devam etmek olduğunu söylüyor. Yukarıya varmak belki zaman alabilir fakat yenilenebilir teknolojileri kullanan araçların yaygınlaştığı ve tüketicilerin daha çok bilinçlendiği günümüz koşullarında yatırımcıların şirkete karşı sabırlı davranacağını düşündüklerini de ekliyor.

Kaynak: Futurism

Share:

administrator

Yıldız Teknik Üniversitesi Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi olan Kardelen, yeni filmler ve müzikler keşfetmenin yanında teknolojik yenilikleri takip etmekten büyük keyif alıyor ve kendisine ilginç gelen şeyleri Gelecek Burada için yazıyor çiziyor, hatta bizzat Gelecek Burada'nın podcast yayınlarını yürütüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir