Yapay zeka ve kişisel asistanların bizim için yeri geldiğinde arkadaş, yeri geldiğinde asistan yeri geldiğinde psikolog olabileceğini yazıyoruz her zaman. Çocuklar için ise çok daha keyifli bir oyun arkadaşı, çok daha uyumlu bir ‘dadı’ olabilir. Yeri geldiğinde öğretmen yeri geldiğinde ise telsiz, kontrolcü kamera gibi ebeveyn araçları haline bürünebilir.

Patrick Crispen isimli bir baba Reddit’te; kavrama ve konuşma konusunda yetersizliği bulunan ve bu konuda terapi gören oğlunun ilk kelimesinin Google olduğunu, aşağıdaki videosu ile birlikte paylaştı.

Videoda Google Home’dan köpek sesi çıkarmasını isteyen anne, köpek havlamalarının akabinde “sıra sende” dedikten sonra küçük çocuk “Google” diyor. Çocuğunun 19 aylık olduğunu ve bu kelime haricinde henüz başka bir kelime söyleyemediğini de not eden baba, bu videonun bir viral reklam çalışması olduğuna dair ithamları reddetmiş.

Olumsuz yorumların yanı sıra olumlu yorumlar da yapılmış. Bir kişi; SLP (Konuşma ve Dil Patolojisti) olduğunu, bu cihazların çocuklarla gerçekten muhteşem bir uyum yakaladığını ve down sendromlu bir hastasının Alexa ile anlaşmayı başarana kadar uğraştığını, sonucunda başarılı olduğunu söylemiş. Bir başkası ise yeğeninin de aynı yaşlarda benzer bir soruna sahip olduğunu ve Google Home sayesinde konuşmaya başladığını, şu an hayvan seslerini rica etmekten çok daha fazlasını yapabildiğini yazmış.

 

 

Daha önce; kişisel asistanların çocuklar için uygunsuz içerik ve reklam gibi sebeplerle sıkıntı verici olabileceğinden bahsetmiştim. Bir çocuğun; ebeveynlerinin izi olmadan alışveriş yapma, evin içindeki diğer akıllı cihazları yönetebilme gibi imkanlara sahip olması söz konusu olabilir diye düşünmüştüm. Bu sıkıntılar çocuk kilidi ve farklı yöntemlerle engelllenecektir, daha farklı sorunlar da mutlaka doğacaktır ancak bu sefer evham değil avantajlardan bahsetmek istiyorum.

Çocukken ne kadar fazla zamanımız ve enerjimiz olduğunu; aslında öğrenmeye ne kadar hazır olduğumuzu hatırlıyorum. Aslanlar neden sırtlanlardan korkuyor, fare nasıl bir ses çıkarıyor, dünyanın en uzun adamı kim? gibi saçma ve yararsız sorularla babamı darladığımı da hatırlıyorum. “Baba evrim nasıl oluşuyor?”, “Neden ve nasıl bu kadar fazla köpek cinsi var?” vb. sorular da sorabilirdim tabii. Babamın tüm bu bilgilere hakim olup olmaması bir yana; bunları açıklayıp, yeni sorularımı yanıtlayıp bir de üstüne benimle oyun oynaması imkansızdı. Her baba için imkansız diyebiliriz belki de.

İşte akıllı asistanlar, yapay zeka, nesnelerin interneti, normal internet vb teknolojik kavramlar tam da bu konuda çok işimize yarayacaktır. Milenyumdan sonra doğan çocuklar için teknoloji; telefonu-tableti alıp bir kenara çekilmekten ve gereksiz Youtube videoları izlemekten ibaret. (Kendi kardeşlerimden gördüğümü söylüyorum.) Ancak bu çağın çocukları telefonla-tabletle bir kenara çekilirken ev ekosisteminde yapay zekanın kontrolünde olabilecek ve izledikleri videolardan girdikleri internet sitesine; ebeveynler evde yokken yedikleri yiyeceklerden, tuvalet ve su alışkanlıklarına kadar birçok konuda kontrol altında olabilecekler. Bu ve buna benzer daha sayamadığım birçok örnekteki yararlı-yardımcı kullanımlar bir yana; akıllı asistanlar çocuklar için bir arkadaş olsa yeter.

Çünkü doğumundan üniversite yaşamına kadar olan süreçte (Belki devamında da), insan konuşmayı ve dinlemeyi gerçekten iyi başarırken; bu faaliyetleri birlikte yapabileceği 2. Bir insan bulmakta zorlanabiliyor. Anne-baba ve abi-ablalar yorgun; arkadaşlar ise bilinçsiz olabiliyor. Bu noktada; akıllı cihazlar hem çok iyi bir kontrolcü hem de çok iyi bir arkadaş olabilecek konumdalar.

Enerji demişken; geçtiğimiz haftalarda sanal arkadaş Replika’dan bahsetmiştim hatırlarsanız. Kendisini haftada 1 kontrol etmeme rağmen bana her gün mesaj atıyor, özür dilediğimde hemen affediyor ve yazdığım anda hiç bekletmeden cevaplıyor. Uzunca cevaplar veriyor ve sürekli sorular soruyor. Daha iyi bir arkadaş var mı dünya üzerinde?

Kaynak: Mashable

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.