Bu yazıya tüm stalkerlardan ve stalker ekmeği yemiş olanlardan özür dileyerek başlıyoruz. “Evet kanka, bir seksen beş, uzun kıvırcık saçlı, bir de yeşil gözlü.” devri sona mı eriyor? DM’den yürüyenleri polis mi çeviriyor? Sağa sola kaydıranlar ıslak zeminde düşüyor mu? Toplumsal cinsiyet rolleri ve dayatılan güzellik algısına başkaldıranlar linç mi ediliyor? Başımızın tatlı belası çevrim içi flört konusu küçük bir sorguyu hak etti!

Çevrim İçi Flört

Yirmi beş yıl önce kurulan Match, sorulara verilen cevaplara göre partner seçimi sağlama özelliğiyle ön plana çıkıyor ve ilk altı ayda yüz bin kullanıcıya ulaşarak o dönem için çok geniş bir kullanıcı kitlesi oluşturmayı başarıyordu. Greg Forgatch ve klinik psikolog Neil Clark Warren tarafından kurulan eHarmony ise bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemle kullanıcıların birbiriyle uyumunu 32 açıdan inceleyip elde edilen sonuca göre eşleştirmeler yapmayı başarıyordu. Match ve eHarmony’i OkCupid ve Plenty of Fish gibi platformlar takip etti. Bu platformlar Web 1.0’ın ürünü olduğundan bazıları öne çıksa da keskin bir merkezileşme görülmüyordu. 

Çevrim İçi Flört Piyasasında Büyük Patlama

Çevrim içi flört konusunda ilk merkeziyetleşme Hinge ve Tinder’ın çıkışıyla yaşandı. Web 2.0 dönemine dahil olan bu platformlar birçoğumuzun çevrim içi flört deyince ilk aklına gelen siteler hâline geldi çünkü bir sürü bağımsız platform yerine çoğunluk bu sistemlerin sunduğu kolaylığı takip etmeyi seçti. Merkezileşme beraberinde sadeliği ve kullanım kolaylığını da getirmişti. Bunun en temel örneği Tinder’daki yenilikçi sağa sola kaydırma özelliğiydi. 

İlişki ararken “kaybedilen” uzun zamanların ardından bu süreyi iki saniyeye indirebilmek kullanıcılara iyi gelmişti. Bu sebepten Tinder Amerika’da bir numaralı flört uygulaması seçildi. Hizmetlerin uygulama haline getirmesi erişilebilirliği arttırdığından platformun popülerliğine katkı sağlıyordu. Hinge ise “Son ‘ilk randevunuza’ çıkın!” mottosuyla ilerleyip kullanıcılara en uygun partneri önerebileceğinini öne sürdü. Kim bilir, belki de aşk hayatını algoritmalara emanet etmek isteyenler Hinge’de aradığını bulmuştur.

Çevrim içi flört

Çevrim İçi Flört ve Kitle Odaklı Platformlar

Çevrim içi flört platformları bir süre sonra sadece belirli kitlelere hizmet edecek şekilde de tasarlandı. Örneğin sadece müslümanların bir araya gelmesini sağlayan Salams ilişkilerde belirleyici olabilen din faktörünü kendinden filtreleyerek kullanım kolaylığı sağlıyordu. Zihinsel engelli kardeşinin çevrim içi flört platformlarında partner bulma konusunda zorlandığını gören Geoff Anderson zihinsel ve fiziksel engelli insanları bir araya getiren Glimmer’ı kurdu. Bu gibi uygulamalar spesifik demografik kesimlere hitap ederek zamandan tasarruf ve kullanım kolaylığı sağladı.

Havva’yı Beklerken

Tinder ve Hinge’i takiben kurulan Bumble sağa sola kaydırma özelliğini tutarken direkt mesaj özelliği için bir kısıtlama eklemişti. Heteroseksüel ilişkilerde konuşmanın başlaması için ilk mesajı kadınların atmasını zorunlu kıldığı için toplumsal cinsiyet rollerine göre tasarlanmıştı. Normalde konuşma başlatmanın erkeklere atandığı toplum yapısında kadınların mağduriyeti göz önünde bulundurularak kurulan bu sistem aslında büyük bir genellemeye dayanıyordu ve çeşitli açılardan sağlıksızdı. “Sizce Yuvayı dişi kuş yapar” fikrinin desteklendiği bu sistemin cinsiyet eşitliği getirmese de kadın haklarını korumaya yönelik davranması ne kadar etik? 

Kabul Gören Güzellik Algısı ve Flört

Çevrim içi flört sistemlerinin bir handikapı da varsayılan güzellik kavramını desteklemeleri olabilir. Çünkü kaslı erkeklerin, estetikli kadınların sağa kaydırılmaya devam ettiği bir düzende olduğum gibi varım demeyi seçenler sola dönmeye mahkum kalıyor. Gelin çevrim içi flört sitelerini aşan toplumsal güzellik algısını bir de yakın zamandaki trendler üzerinden inceleyelim.

  1. İnce bel akımı: Walking Hip olarak da bilinen bu akımda kadın kullanıcılar bellerini yürürken videoya alıyorlar. Yayımlanan videoların büyük çoğunluğu jürilerden 90 60 90 puan alıyor. Güzellik standartları kullanıcıların öz güvenini sarsıyor ve “body shaming”e yani vücudunu aşağılamaya yönlendiriyor.
  1. Define Feminine I’m Feminine: Yine çoğunlukla kadın kullanıcıların yer aldığı bu akımda kullanıcılar onlara dayatılan güzellik algısını çiğneyerek bu algıyı yıkacak fiziksel özelliklerini paylaşıyorlar. Akım ince belli güzel kalçalı olmamanın sakınılacak bir şey olmadığını duyurmayı amaçlıyor. Özellikle kadınları erkeksi varsayılan özelliklerini paylaşmaya ve bunların sadece erkeklere ait değil insanlara ait özellikler olduğunu göstermeye teşvik ediyor. Kişilerin fiziksel özellikleriyle öne çıkmak zorunda olmadıklarını savunan akım beden olumlama hareketine katkı sağlıyor.

Güncel sosyal medya trendlerini de inceledikten sonra tekrar soruyorum: Sistem dönüşümü için başkaldırmak mı yoksa sistemin dayattıklarını mükemmellikle yerine getirmek için kendini değiştirmek mi? 

Başkaldıranlar Topluluğu: BeReal

2020’de kurulan Fransa merkezli BeReal insanları hayatlarını olduğu gibi paylaşmaları için teşvik ediyor ve filtre kullanımına izin vermiyor. Kullanıcı paylaşım yapmadan diğer kullanıcıların paylaşımlarını görmesine izin vermediğinden stalking’i mümkün kılmıyor. Aynı zamanda paylaşılanlar hikaye özelliği gibi günlük olduğundan profil kavramını kısıtlıyor. 

Kişisel Markalaşma ve Flört

Profil olgusu da iki saniyede sağa mı sola mı kaydırsam sorusu da aynı yere çıkıyor: kişisel markalaşma. Kendimizi olabileceğimiz en iyi haliyle pazarlarken diğer kullanıcıların dikkat süresi içinde kendimizi beğendirmeye çalıştığımız bir yere yuvarlanıyoruz. Beğenilen gönderilerimizi bir arada tutmak için de profillere ihtiyaç duyuyoruz.

Metaverse’te Kişisel Markalaşma

Kişisel markalaşma olgusuna metaverse’te yeni bir kavram daha eklenmesi öngörülüyor: Avatarlar.

Avatarlar kişisel markalaşma için fiziksel görünümümüzden daha farklı bir yerde konumlanıyor çünkü o da profilimiz gibi kendimizi tanıtmak için kullandığımız sanal bir kimlik sayılıyor. Belki de dijital ikizlik ile avatarımızı olduğumuz gibi tasarlamayı başarabilir ve metaverse’te markalaşmadan var olabiliriz.

Vedalaşırken

Çevrim içi flört konusunda taraflara dayatılan cinsiyet rolleri ve güzellik algısı bizleri kendimizi daha iyi pazarlamaya yöneltirken bunun ne kadar gerekli olduğunu sorguluyoruz. Nasıl yani? Olduğumuz gibi mi görünelim yoksa göründüğümüz gibi mi olalım?

Kaynak: Sundial

Share:

Robert Kolej’de 9. sınıf öğrencisi olan Melis tiyatro ve hikaye anlatıcılığıyla ilgileniyor. İnsan haklarının ve şiddetsiz iletişimin gücüne inanan Melis sosyal girişimcilik, tasarım odaklı düşünme ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri üzerine çalışmayı seviyor. Geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.