Dünya bir gemi ise kaptan kamarasında yıkıcı teknolojiler var. Gündemimize, olanaklarımıza, eksiklerimize ve artılarımıza yıkıcı teknolojiler yön veriyor. Yıkıcı teknolojilerin dünyayı yönlendirdiği gidişatta ise bazı kavramların izin verdiği ölçüde yol kat edilebiliyor. Yıkıcı teknolojilere aşinayız, yani dümende kim var biliyoruz. Peki, gemimiz olan Dünya’nın dümenlerini biliyor muyuz?

Yıkıcı teknolojileri sınırlayan ya da geliştiren yenilikler bizim metaforumuzda dümenin kendisini temsil ediyor. Çağımızın geliştirilmesi için en çok çaba harcanan gemi dümeni ise batarya olarak kabul ediliyor. Şarj ömrü ve batarya sağlığı birçok yıkıcı teknolojiyi doğrudan ya da dolaylı olarak etkiliyor. Üstelik günlük yaşantımıza ve hayat kalitemize de yine doğrudan bir etkisi var. Özellikle pandeminin gölgesinde geçirilen son 1 yılda bataryasız, hayatlarımızı devam ettiremez noktaya geldik.

Batarya bu kadar hayati olunca en ateşli teknoloji savaşları bu alanda dönüyor. Firmalar mevcut bataryalarını geliştirmek için milyon dolarlar harcıyor; en iyi batarya teknoloji ise sektörün kazananını belirlemede öne çıkan faktörlerden biri oluyor. Sonuçta, kim gemisine daha iyi bir dümen istemez?

Günümüz Bataryaları

Amiral gemisi olarak adlandırılan ve en gelişmiş teknolojiye sahip olduğu düşünülen modeller de dâhil akıllı telefonların batarya kapasitelerinde birkaç yıllık kullanımın ardından ciddi düşüş yaşanıyor. Uzun zamandır batarya ömrü geliştirme konusunda çalışmalar yapan Japonya Advanced Institute of Science and Technology (JAIST) geçtiğimiz günlerde batarya kapasitesinin en az 5 yıl %95 oranında korunacağı bir model geliştirdiklerini duyurdu.

“Başarmaya yakınız çünkü uzun yıllar sonunda mevcut teknolojiden daha iyi performans gösteren bir bağlayıcı materyal keşfettik.” Profesör Noriyoshi Matsumi

Mevcut bataryaların negatif terminallerinde Poliviniliden Florür (PVDF) adı verilen ve üst düzey performans gücü olmayan bağlayıcı bir materyal kullanılıyor. PVDF bağlayıcı maddesi bataryaların orijinal kapasitesini sadece 500 şarj edişten sonra %35 oranında düşürüyor. Telefonunuzu bir günde kaç kez şarj ettiğinizi düşündüğünüzde bataryanızı orijinal kapasitesiyle kullanabildiğiniz ortalama 1 ya da 2 yılınız olduğunu fark edebilirsiniz. Bu durum günlük tecrübelerinizle uyuşuyor, değil mi?

Yeni bağlayıcı malzemenin adı Bis-imino-asenaftenkinon-Parafenilen (BP). Bu yeni materyal sayesinde 500 şarj edişten sonra orijinal kapasitesinin %35’ini kaybeden bataryalar 1700 şarj edişten sonra bile orijinal kapasitelerini %95 oranında koruyacak. Bu da batarya veriminin 5 yıla kadar korunabileceği anlamına geliyor.

Bu Bir Devrim mi?

Batarya ömrünün bu oranda iyileştirilmesi sadece akıllı telefonlar açısından değerlendirildiğinde hayat kalitemizi arttırması dışında önemli bir katkıdan bahsedemiyor olabiliriz. Ancak, batarya ömründe yapılacak herhangi bir iyileştirmenin yaratacağı etkiyi anlayabilmek için çok yönlü düşünülmesi gerekiyor. Bataryanın kullanıldığı alanlar telefondan, matkaplara ve hatta elektrikli araçlara kadar değişkenlik gösteriyor. Bu da apayrı sektörler anlamına geliyor.

Batarya, etki ettiği sektör ve teknolojiler düşünüldüğünde güç savaşlarının merkezinde yer alıyor. Başta belirttiğimiz gibi herkes gemisine en iyi dümeni ister. BP bağlayıcı maddesiyle Japonların gemisi bu güç savaşını şu an için önde götürüyor.

Kaynak: gizmochina.com

Share:

administrator

Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan İpek, organizasyonların çalışma yapılarını inceleyen projeler içinde yer almayı seviyor. Ayrıca yeni tarifler denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif alıyor. Paylaşmak demişken, Gelecek Burada'da hem kendisi öğreniyor hem de öğrendiklerini ve düşündüklerini çoğaltmak için yazıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir