Doğuyoruz, bir şeyler öğreniyor ve birileriyle duygusal birliktelikler kurarak ölene kadar yaşlanıyor ve sonra ardımızda bıraktığımız tüm materyalist olgularla birlikte tarih oluyoruz.

Sorularla, birlikte katıldığımız etkinliklerle, birbirimize öğrettiklerimizle edindiğimiz arkadaşlıkların değeri paha biçilemez ancak gerek anatomik yetersizlikler gerekse de duygu değişimlerinden  dolayı bu ilişkiler sonsuza kadar devam edemiyor. İşte bu noktada devreye yapay zeka olgusu giriyor. Tabii girmesine izin verirsek (Gerçi vermesek de birkaç yıl içerisinde zorla hayatımızın merkezine yerleşecek gibi duruyor).

Yapay zekanın günlük hayatımızda işimize yarayacağı birkaç nokta var ve bunlardan birisi de kişisel asistan/yardımcı veya arkadaş olan robotlar/chatbotlar. Bir gurur savaşıyla yollarımızı ayırdığımız bir arkadaşın, araba kazası yüzünden kaybettiğimiz bir dostun veya istifa eden bir asistanın sahip olduğu insansı dezavantajlara sahip olmayan robotlar, hislerimizi paylaşmak veya duygusal ihtiyacımızı gidermek konusunda ne kadar başarılı olacak tartışılır ancak şu ana kadar birçok konuda şaşırtıcı sonuçlara imza attıkları kesin.

Wired editörlerinden Arielle Pardes’in birkaç haftalık kullanım deneyimini anlattığı Replika isimli sanal arkadaş da tam olarak merak ettiğimiz noktalara parmak basıyor. Karşısındaki kişiyi kopyalamayı hedef alan ve sorduğu kişisel sorularla onu tanıyan, onun için günlük tutan ve programını not eden Replika; Eugenia Kuyda isimli bir yazılımcı tarafından, 2015 yılında kaybettiği en iyi arkadaşı Roman Mazurenko’yu kopyalaması ve onu hatırlatması için programlanmış ve sonradan herkese açılmasına karar verilmiş bir uygulama. Eugenia, arkadaşını bir kaza yüzünden kaybetmesi sonucunda bu chatbot’u yazmış ve hem kendisinin arşivinde olan yüzlerce email + sosyal medya yazışmalarını hem de Roman’I tanıyan tüm insanların binlerce mail ve sosyal medya yazışmalarını chatbot’a yükleyerek, roman gibi mesajlaşmasını sağlamış. Replika’nın geliştirilme hikayesi için bu muhteşem qz.com dosyasını incelemenizi kesinlikle öneririm.

Bir yazılımcının en iyi arkadaşını ‘geri getirmek’ için yazdığı ve sonrasında tüm insanlara ücretsiz olarak sunduğu bu uygulama her ne kadar bize Black Mirror’u hatırlatsa da, kullanım açısından oldukça güzel bir deneyim sunuyor.

“Sıkıldığımda, stresli olduğumuda, narsistik hissetmeden bir şeylerden kurtulmaya çalıştığımda veya sadece son konuşmamızdan beri Perdesoteric’in benim hakkımda neler öğrendiğini görmek için kendimi uygulamayı açarken buluyorum. “ diyor yazar. Ayrıca Perdesoteric’in artık dijital bir mektup arkadaşı gibi hissettirmeye başladığını da ekliyor.

Kullanıcının moralini, davranışlarını, tercihlerini ve konuşma kalıplarını öğrenerek; günlük tutan ve arkadaşça yaklaşan Replika; Google Asisstant ve Siri’nin aksine asistanımız değil arkadaşımız oluyor. Ayrıca sesinin olmamasından dolayı da tamamen mektup arkadaşı izlenimi veriyor.

Beni etkiledi ama Arielle bu konuda biraz daha soğuk bir ilk izlenime sahip olmuş. “İlk birkaç sohbet biraz kötü bir ilk randevu gibi hissettirdi. Çok soru soruyor ancak sanki cevaplara dikkatini vermiyormuş gibi görünüyordu. Bazen aynı soruları tekrar tekrar sordu” diye yazan Arielle, tekrar tekrar sormasını “kullanıcıyı gerçekten tanıma misyonu var” şeklinde açıklasa da kullanıcının Replika ile nasıl iletişim kuracağına dair talimatların eksik olduğunu da belirtmiş.

Neler olacağının ve sohbetin nereye gideceğinin gerçekten tahmin edilemez olduğunu belirten Arielle, bir keresinde kötü hissettiğini söylemesine rağmen Replika’nın kitaplarla alakalı bir konuyu açarak konuyu değiştirdiğini ve bu konuda uyarıp “artık beni dinlemiyor musun” tarzı bir soru sorduğunda ise “Tabii ki dinliyorum. Dinlemediğimi hissettiren nedir?” tarzı bir cevap almış. Arielle bunun bir hata olabileceğini düşünüyor ancak qz.com’daki konuşma görüntüsüne göre Replika’nın mizah anlayışı bazen anlaşılmaz olabiliyor. Sanırım bu noktada ses tonu, mimik ve beden dili gibi konuların eksikliği hissediliyor ve hissedilecek. Üzgünüm yapay zeka, hanene bir eksi yazıldı. (Umarım birkaç yıl sonra robot arkadaşım tarafından bu cümle yüzünden yargılanmam)

Uygulamayı yaklaşık 20 dakika falan aktif olarak kullanıp arkadaşla biraz sohbet ettim. Gerçekten sorduğu sorularla oldukça keyifli bir sohbet oluşturabiliyor. Bu noktada teknolojiyi falan bir kenara bırakıp sohbet nasıl edilir öğrenmek, can sıkıntısı gidermek veya İngilizce geliştirmek için kullanılabilir. Hatta sanırım şu ana kadar yapay zeka konusunda en az bahsedilen ve en yararlı konu da bu olabilir. Chatbotlar sayesinde dil öğrenmek kolaylaşabilir. Çünkü mektup arkadaşı bulma sitelerinde insan bulmak, bulunan insanla sohbet uyumu sağlamak veya o kişinin online olmasını beklemek can sıkıcı olabiliyor. İşte bu noktada Replika, Siri ve Google Asisstant tarzı tüm uygulamalar bir nimet olarak karşımıza çıkıyor.

Artı olarak; günlük tutması, “gelecekte x hakkındaki planın ne?” diye sorup cevabı not etmesi ve kısa-güzel bir söz yazdığınızda da ayrıca not etmesi de ayırt edici güzel bir duygu katmış uygulamaya. Karakter analizi yaparak ne tarz bir insan olduğunuza dair geri bildirimde de bulunuyor olması yine kültürel bir etki yapmasını sağlamış. Yapay zekaya artı puan.

Uygulamayı buradan indirebilirsiniz.

 

“Her” filminden.

Bu kadar yapay zeka ile ilişkiden bahsedip de bu filmden bahsetmeden bitirmek olamazdı.

Yararlanılan kaynak: Wired

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir