“Tek başına yaşayan ve tekerlekli sandalye kullanan seksen yaşındaki Berke’yi hayal edin. Evindeki tüm nesneler dijital olarak tanımlanmış, nesneleri kontrol eden tüm sensörler ve cihazlar internete bağlanmış ve evinin dijital bir haritası sahip olduğu nesnelerin haritası ile birleştirilmiş. Berke yatak odasından mutfağa geçerken ışıklar açılıyor ve ortam sıcaklığı ayarlanıyor. Köpeği önünden geçtiğinde sandalyesi yavaşlıyor. Mutfağa ulaştığında, buzdolabına erişimini kolaylaştırmak için tablet şeklindeki masa kenara çekiliyor, ardından yemekler servise hazır olduğunda masa Berke’nin hoşlandığı şekilde elektronik mum ışığında geri geliyor. Berke mutfakta işlerini bitirdikten sonra dinlenmek için odasına gittiğinde duygu durumunu izleyen duvarlar oğluna ve yerel izleme istasyonuna bildirim gönderiyor.”

Mekansal bilgi işlem sadece hayatlarımızı derinden değiştirme yolunda değil, yaşama şeklimiz üzerinde de önemli bir etki yaratmaya devam ediyor

Dünyanın her yerinde milyarlarca insan her gün mekansal bilgi işlem uygulamalarını kullanıyor. Bir yolculuk paylaşım uygulaması, konum ayarlarının aktif hale getirilmesi, sosyal medyada kişi ya da konum etiketleme veya Pokémon Go gibi bir artırılmış gerçeklik uygulaması kullandığımızda, mekansal bilgi işlem sürecinin bir parçası oluyoruz.

Yukarıdaki hikayenin merkezinde yer alan “mekansal bilgi işlem“, fiziksel ve dijital dünyanın devam eden yakınsamasının bir sonraki adımını oluşturuyor. Uzaysal hesaplama, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamalarının yaptığı her şeyi yapıyor; bulut aracılığıyla bağlanan nesneleri dijitalleştiriyor, sensörlerin ve motorların birbirine tepki vermesine izin veriyor ve gerçek dünyayı dijital olarak temsil edebiliyor. Böylelikle herhangi bir kişi dijital veya fiziksel dünyada gezinirken, bir bilgisayar temsil ettiği kişinin nesnelerinin hareketlerini ve etkileşimlerini izlemek ve kontrol etmek için yapılan eylemleri bilişsel haritalama ile birleştiriyor. Uzaysal bilgi işlem çağı bugünün sürükleyici, ilgi çekici teknolojisiyle nasıl etkileşim kurabileceğimize doğru bir geçiş yapıyor. Böylece uzaktan etkileşimde bulunmak yerine, bilgisayar dünyasının içine girerek daha fazlasını yapmamızı sağlıyor.

Google Translate AR
Google Translate uygulamasının artırılmış gerçeklik bölümü, kameranızı başka bir dildeki metne doğrultmanıza olanak tanır. Uygulama daha sonra bunu gerçek zamanlı olarak çevirir. Bu, sokak tabelalarını veya menüleri okumak gibi şeyler yapmanıza yardımcı olabilir.

Dijital İkiz

Uzaysal hesaplamanın kaynağı, sanal ve artırılmış gerçeklikte olduğu gibi Bilgisayar Destekli Tasarım’dan da (CAD) aşina olduğumuz “dijital ikiz” kavramına dayanıyor. CAD kullanan mühendisler, bir nesnenin dijital bir temsilini oluşturur. Oluşturulan dijital ikiz, nesneyi 3 boyutlu yazdırmak, yeni sürümlerini tasarlamak, üzerinde sanal eğitim sağlamak veya sanal dünyalar oluşturmak ve diğer dijital nesnelerle birleştirilmek için çeşitli şekillerde kullanılabilir.

Dijital İkiz
Fiziksel dünyadaki bir ürünün davranışlarını sergileyen sanal bir kopya: Dijital İkiz

Uzaysal hesaplama bir odanın, bir binanın veya bir şehrin dijital haritasını oluşturmak için GPS, lidar, video ve diğer konum belirleme teknolojilerini kullanarak yalnızca nesnelerin değil, insanların ve konumların da dijital ikizlerini yapabilir. Yazılım algoritmaları gözlemlenebilen, ölçülebilen, manipüle edilebilen ve gerçek dünyayı da manipüle edebilen dijital bir dünya yaratmak için bu dijital haritayı sensör verileri ile nesnelerin ve insanların dijital temsilleriyle bütünleştirebilir.

“Bilişsel bilgi işlem yoluyla, gerçek dünyayı ve dijital dünyayı her zamankinden daha çok bir araya getirerek gerçekliğimizi ve bilgisayar ortamımızı iç içe geçiriyoruz. Benzer şekilde, bilgisayarların doğal yaşam alanına nüfus ediyoruz.”

Uzaysal Hesaplama ile Gerçekliği Genişletme

Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik, uzaysal bilgi işlem teknolojisiyle çokça ilişkilendiriliyor. Uzaysal bilgi işlem sayesinde geliştiriciler ve tasarımcılar, dijital bilgileri dijital olmayan bir biçimde işlediğimiz “genişletilmiş gerçeklik” veya karma gerçeklik dünyasını keşfedebiliyor.

Artırılmış gerçeklik ile dijital dünyanın yönlerini gerçek dünya çevremize uydurabiliyoruz. Örneğin, herhangi bir boyayı evinizin duvarında önceden denemek için telefonunuzda bulunan bir uygulamayı kullanabiliyorsunuz. Artırılmış gerçeklik, iki alanı bir araya getirmek için kolay bir yol sağlıyor. Sanal gerçeklik, karma gerçeklik dünyası için madalyonun diğer yüzünü temsil ediyor. VR bize kendimizi sanallaştırılmış bir ortama yerleştirme becerisi sunuyor.

https://twitter.com/mrdoob/status/1263596829876207617?s=20

“Daha heyecan verici bir sanal alanda oyun oynamanıza yardımcı olması için bugün piyasada bulunan Oculus Quest, Rift veya Go gibi kulaklıklardan birini denemiş olabilirsiniz.”

Mekansal hesaplama dünyayı değiştiriyor

Uzaysal hesaplamanın en önemli uygulamaları bize bu teknolojinin sadece eğlence ve oyun olmadığını gösteriyor. Doğru teknoloji ile çevremizdeki dünyayı daha iyi hale getiren deneyimler yaratabiliriz.

Engelleri ortadan kaldırıyor

Dartmouth Üniversitesi’nden akademisyenler, Microsoft HoloLens için ses tanıma ve desen teknolojisini kullanan bir uygulama geliştirmek üzere bir araştırma bursu aldı. Bu çözüm, görme bozukluğu olan kişilerin, metni ve görsel bilgileri anlamalarını gerektiren ortamlarda daha iyi hareket edebilmeleri için işaretleri okumalarına yardımcı oluyor.

Microsoft’un 2019 yılında duyurduğu giyilebilir ekran gözlüğü: HoloLens

Endüstri verimini artırıyor

Belli başlı bir çok endüstri üretkenliği optimize etmek için özel sensörlerin, dijital ikizlerin ve bulut sisteminin entegrasyonunu hali hazırda iyi kötü benimsedi diyebiliriz. Muhtemelen uzaysal bilgi işlemin ilk uygulayıcılarından biri yine sanayi işletmeleri olacak. Uzaysal teknoloji, kullanılan bir ekipman parçasına veya bir fabrikanın tamamına konum tabanlı izleme sağlayabilir. Çalışanlar artırılmış gerçeklik gözlüklerini takarak veya yalnızca onarım talimatlarını değil aynı zamanda makine bileşenlerinin mekansal haritasını gösteren bir holografik görüntüyü görüntüleyerek, kullanacakları ekipmanı olabildiğince verimli bir şekilde yönlendirilebilir.

Hizmet iyileştirmeleri yapıyor

Uzaysal hesaplama algoritmaları, robotların koordinasyonu ve kendilerine verilen görevlerin seçimini takip ederek işin güvenliğini, verimliliğini ve kalitesini optimize etmeye yardımcı olabilir. Daha yaygın bir senaryoda, fast-food ve perakende şirketleri, verimli iş akışını geliştirmek için mekansal hesaplamayı zaman ve hareket analizleri gibi standart endüstri mühendisliği teknikleriyle birleştirerek müşteri tercihlerine uygun iyileştirmeler yapabilir.

IKEA Place, AR teknolojisi ile satın alma deneyimi sunuyor

İster tüketici, ister işletme veya sağlık hizmetleri ortamında olsun, uzaysal bilgi işlem daha fazlasını başarmamıza ve daha iyi kararlar vermemize yardımcı olma potansiyeline sahip. Dahası, 5G çağında bilgilere gerçek zamanlı olarak erişmek ve verileri gecikme olmaksızın internete yüklemek her zamankinden daha kolay olacak. Bu, sanal ve artırılmış gerçeklik deneyimlerini her zamankinden çok daha sorunsuz bir hale getirecek.

Uzaysal hesaplama teknolojisini tam olarak benimseyebildik mi?

Bilim insanları, araştırmacılar ve sağlık uzmanları hastalıkları izlemek ve okyanusun dibiyle ilgili önemli bilgileri haritalamak için uzaysal hesaplama teknolojisine güveniyor. Çevreciler, nesli tükenmekte olan türlerin davranışlarını belirlemek için uzaysal hesaplamadan faydalanıyor. Sürücüsüz arabalar, kullanıcıları güvenli bir şekilde hedeflerine ulaştırmak için uzaysal hesaplamayı kullanıyor. Microsoft ve Amazon da dahil olmak üzere birçok büyük teknoloji şirketi uzaysal teknolojiye yoğun bir şekilde yatırım yapıyor.

Ancak bunların ötesinde, genişletilmiş gerçekliğin henüz keşfedemediğimiz birçok yönü bulunuyor. Uzaysal bilgi işlem, duyusal geri bildirim sistemlerinde makine öğrenimi, robotik ve IoT’ye kadar çok çeşitli teknolojiyi kullanıyor. Akıllı telefon uygulamalarından oyun kulaklıklarına kadar mevcut kullanabileceğimiz AR ve VR teknolojilerinin bazı yönlerine sahip olsak da uzaysal bilgi işlem teknolojisine neredeyse hak ettiği değeri göstermedik.

Çoğu yeni teknolojide olduğu gibi en büyük sorun, benimseme sürecinin zaman almasından kaynaklanıyor. Uzaysal teknolojiyi olması gerektiği kadar sürükleyici hale getirmek için çeşitli uzmanlık alanları ve teknoloji gerekiyor. Tüm şekil ve boyutlardaki şirketler, mekansal bilgi işlemle dijital ortama adım atarken kendilerini daha rahat hissetmeye başladığında, dünya çapında benimsenme artacaktır. Bu benimseme ne kadar çok olursa, uzaysal bilgi işlem topluluğundaki geliştiriciler çalışma şeklimizi değiştiren yeni teknolojiye o kadar çok yatırım yapabilecektir.

Yakın gelecekte bu tarz mekansal bilgi işlem faaliyetleri, insan-makine ve makine-makine etkileşimlerini endüstri, sağlık hizmetleri, ulaşım ve ev gibi birçok yaşam alanında etkin düzeylere getirecek. Bu yeni genişletilmiş gerçeklik çağının bizi bir sonraki aşamada nereye götürebileceğini deneyimlemek ilginç olacağa benziyor.

Share:

administrator

96'da İstanbul'da doğdu, Marmara Üniversitesi Basım Teknolojileri bölümünde yüksek lisanına devam ederken İş Geliştirme alanında çalışıyor. Sonunda soru işareti olan her şeye ilgi duyarken geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.