Henüz Trump’ın kazandığı seçimdeki yasal olmayan sosyal medya manipülasyonu ve veri hırsızlığı iddiaları tam olarak sonuca bağlanmamışken Amerika’da demokrasinin üzerindeki kara bulutlara yenileri ekleniyor.
Reuters’ın haberine göre; FBI, senatodaki Kaliforniya 45. Bölge koltuğu için kampanya yürüten demokrat aday David Min’in hacklenerek seçimi kaybetmesi hakkında bir soruşturma üzerinde çalışıyor. Kampanya takımına yakın üç kişi; hackerların Min’in kampanya yöneticisi ve finans direktörünün bilgisayarına virus yerleştirdikten sonra antivirus programını da etkisiz hale getirdiklerini söylüyor.

Haziran ayında seçimi kaybeden Min hakkındaki bu iddialar doğru mu bilemeyiz ancak buna benzer bir şeyin daha önce de yaşanmış olması iddiaları güçlendiriyor.
Rolling Stone’un haberine göre; Kaliforniya 48. Bölge için çalışan demokrat aday Hans Keirstead da siber hırsızların hedefindeydi ancak ciddi bir şekilde oy kaybetse bile seçimi kazanmayı başardı.
Min’in takımı, bu iddiaları soruşturmak için bir siber güvenlik şirketi ile anlaşmayı düşündü ancak 50.000 dolarlık maliyet onları vazgeçirdi. Temsilciler Meclisi seçimlerinin bile bu kadar fazla hedef olarak alınması ve adayların bu tarz siber güvenlik önlemlerini karşılayabilecek güçte olmamaları kulağa oldukça korkutucu geliyor. Amerikalı editör devletin bu duruma özel bir önlem alması gerektiği vurgulamış.
Bugün, bir hackerın bilgisayara izinsiz erişimi sadece bilgi hırsızlığı olarak algılanabilecekken yakın gelecekte artırılmış gerçeklik dünyası için hazırlanmış reklam çalışmalarının, yapay zeka için toplanmış milyonlarca verinin ve daha birçok manipüle edilebilir materyalin kötü ellere geçmesi anlamına geliyor. Siber güvenlik artık bilgilerin korunması yerine imkanların diğerlerinden saklanması anlamına geliyor. Çünkü önceden şifremiz sadece mesajlaşma uygulamamıza erişebilirken artık parmak izimiz, yüzümüz, şifremiz veya ses izimizin kredi kartından, özel not uygulamamıza kadar birçok farklı özelliğe erişebiliyor.
Kaynak: Futurism