Wunderman Thompson Intelligence tarafından hazırlanan raporda 2022 yılında beklenen trendler derlendi. 10 farklı alanda toplam 100 farklı trendin yer aldığı raporu her hafta birlikte inceliyoruz.
Raporda yer alan 10 farklı alan şöyle:
- Kültürel Trendler
- Teknoloji ve İnovasyon
- Seyahat ve Konaklama (İlgimizi çok çekmediği için bu başlığı atlıyoruz)
- Markalaşma & Pazarlama
- Yiyecek & İçecek
- Güzellik ve Kişisel Bakım
- Perakende ve E-ticaret
- Lüks ürünler
- Sağlık
- İş Dünyası
Geçtiğimiz hafta Güzellik & Kişisel Bakım başlığını incelemiştik. Bu hafta ise E-ticaret başlığına odaklanıyoruz.
E-ticarette dijital dönüşüm sadece çevrim içi alışverişten ibaret sanılsa da, arka planda çok daha büyük gelişmeler yaşanıyor. Sanal, gerçek, internet kavramlarını birbirinden ayıramadığımız o gün geldiğinde e-ticaret ve perakende çoktan kendi devrimini gerçekleştirmiş, hazır bir şekilde bizi bekliyor olacak. Yine de biraz ön hazırlık yapmaktan zarar gelmez, 2022 yılının en güncel trendlerine beraber göz atalım.
1. Gerçekten Avatara
NFT gibi temelinde dijital sahiplik yatan teknolojilerle tanışana kadar hepimiz için ‘değer’ kavramının karşılığı gayet netti. Herhangi bir ürünü satın alınabilir kılan detaylar gerçekliğinde ve işlevselliğinde gizliydi. Tüm algılarımızın yavaş yavaş kırıldığı bir dönemde dijital moda, pek çok markanın geç kalmadan yatırım yapmak için yarıştığı alanlardan biri olarak önümüze geliyor.
Söz konusu moda olduğunda trendlerin belirleyici bir rol oynadığını düşünürüz. Bugün geldiğimiz noktada değişen güzellik algılarımız ve geçmişe dönüş, trendlerin devrini bitirerek giyim ve satın alma alışkanlıklarımızı çok daha farklı bir perspektiften ele almamızı sağladı. Değişen ve gelişen beklentilerimiz, dijital moda akımını daha hızlı benimsememizi sağlayacak gibi görünüyor.
Dönüşümün ayak sesinin farkında olan büyük markalar hâlâ anlamlandırmakta zorlandığımız -ilerleyen maddelerde bu soru işaretlerini ortadan kaldıracağız- dijital moda için yatırım yapmaya başladı bile.
- 2021 yılının Aralık ayında Nike, sanal spor ayakkabı pazarı RTFKT’yi satın aldı.
- Balenciaga, Fortnite için bir oyun içi giyim koleksiyonu çıkardı.
- Pokémon Go, avatar giyimi için Gucci ve The North Face ile iş birliği yaptı.
- Dijital moda evi The Fabricant, ürünlerini sanallaştırmak için Adidas, Puma ve Tommy Hilfiger ile partnerlik anlaşması imzaladı.
- Maserati, Aston Martin ve Tesla Tencent’in Game for Peace adlı oyununda arabalarının sanal modellerini piyasaya sürdü.
- Rolls Royce, Tencent’in QQ Speed adlı mobil oyunu için ilk sanal aracını tanıttı.
Alevler içinde bir elbise veya güneş gördüğünde çiçek açan bir gömlek hepimizi yılın moda ikonu yapabilirdi. Geleneksel moda henüz bize bunu sunacak noktada olmasa da, -ki dijital modada yaşanan gelişmelerin geleneksel moda için de bir ateşleyici görevi göreceği düşünülüyor- dijital gardrobumuz hayal gücümüzün peşinden geliyor.
Alışveriş bağımlılarının belki de aldığı en büyük hazdır, eve geldiğinde poşetleri açıp satın aldıklarını seyretmek. Yakın bir gelecekte dahil olduğumuz hayat tarzı ve çevre, ‘eski moda’ alışkanlıklarımızın da bizimle gelmesine izin verecek mi?
2. Perakendenin Şekil Değiştirenleri
Pandemi döneminden çoğu sektör olumsuz etkilendi fakat perakende gibi birkaç tanesinin hayatta kalıp kalamayacağı soru işaretiydi. Tam dip noktasında perakendeciler akıllıca bir hamle yaptı ve olumsuzluklara direnmek yerine ayak uydurmayı tercih ettiler. Olumsuz koşulları teknolojinin gücünü arkasına almaya çalışarak kâra çeviren ticaret akılları neyi farklı yapmış olabilirdi?
Kriz anında yapılan yaratıcı hamleler perakendecileri kurtarırken, müşterilerin de aslında ne istediklerini daha iyi belirlemelerine yardımcı oldu. Bugün müşteriler markaları sadece taleplerine hizmet eden bir araç olarak değil, çok yönden bağ kurmak istedikleri bütün bir oluşum olarak değerlendiriyor.
Mobilya ve ev dekorasyonu perakendecisi IKEA, iklim krizi çerçevesinde yenilenebilir enerji hizmetleri de satmaya başlıyor. Sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen elektriği evrensel olarak daha erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirmek isteyen şirket, kurulabilir mobilya paketleri göndermekten çok daha fazlasını ifade etmek istediğini vurguluyor.
Elbette değişen şartlarda perakendecilerin değişikliğe gittiği tek nokta sundukları hizmet değil. Kurulu düzenlerini farklı şekillerde sunmaya eğilen markalar, teknolojinin rüzgarından yararlanmaktan geri kalmıyor. AR ve VR ise bu dönüşümü hareketlendiren öncü teknolojilerden. 3D sanal denemeden VR mağazalara, sanal kabinlerden yenilikçi ödeme sistemlerine kadar ucu perakendeye dokunan her alan dönüşüm rüzgarından nasibini alıyor. Her şey bu kadar karmaşıklaşırken, hayatlarımızın aynı oranda kolaylaşıyor olması kafa karıştırıcı değil mi?
3. Klavye Ticareti
İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa, markalar yazışa yazışa
Düşünsene sabah bir uyanıyorsun, Bershka görüldü atmış. Biz her geçen gün önümüze gelen kavramlara yetişmekte zorlanırken, chat commerce’in (c-commerce) yıldızı parlamaya başlıyor.
Güzellik markası olan Perfect Diary, tüketicileri kendi resmi veya sanal influencer Xiao Wanzi’nin WeChat hesabına katılmaya davet ediyor. Bu sayede birkaç bin kişilik gruplar halinde takipçileri toplayarak, onlara tanıtımlara göz atma ve kişisel bir alışveriş asistanına sahip olma imkânı sunuyor.
Senelerdir körüklenen rekabette markalar şimdi mesajlaşma uygulamalarını savaş alanına dönüştürüyor. Tipik alışverişin “Gör, satın al” dinamiğinden sıyrılan cCommerce, müşterilere daha kişisel bir deneyim yaşama imkânı tanıyor. Çevrim içi canlı destek, zorla cevap almaya çalıştığımız sohbet robotları, sesli yardımcılar, mesajlaşma uygulamaları… Hepsi savaş alanında sırasının gelmesini bekliyor.
4. Sanal Amiral Gemileri
Peki raftaki ayakkabı da bizi görecek mi?
Bugün işverenleri etkilemenin yolu afilli gömleklerden veya parlak ayakkabılardan değil, dijital varlığımızın sağlamlığından geçiyor. Üstelik sadece bizim için değil, markalar için de bu durum böyle. Markalar tarafından oluşturulan sanal vitrinler, dijitalleşmenin ulaştığı her kanalda faaliyet göstererek görünürlüğün artmasına yardımcı oluyor. Wunderman Thompson 2021 Temmuz raporuna göre, bugün müşterilerin %81’i markanın dijital varlığının en az fiziksel varlığı kadar önemli olduğunda hemfikir. Ne de olsa artık var olduğumuz tek hayat içinde yaşadığımız gerçek dünya değil.
eMarketer’ın tahminlerine göre küresel e-ticaret pazarı 2021’de 4,89 trilyon dolardan 2022’de 5,42 trilyon dolara yükselecek.
“Sanal” kelimesi işin içine dahil olduğunda, çoğu insanın kafasında gerçekle bağdaşmayan ve eğreti bir anlam oluşuyor. Hoş, gerçekle bağdaşmama kısmı kelimenin doğası gereği pek de yanlış sayılmaz. Çünkü bulunduğumuz dönemde, çoğumuzun dijital dönüşüme bütün hatlarıyla dahil olduğunu söyleyemeyiz. Fakat bugün dünyadaki insanların bir kısmı, yarın muhtemelen hepimiz için modern dünyada sahip olduğumuz tüm elementlerin dijital ortamda çoktan var olması adaptasyonumuzu hızlandıran bir nokta olacak.
Güzellikten teknolojiye sanal dönüşümü için yatırım yapan markalara bir göz atalım.
- 2022’nin Ocak ayında Samsung, New York’ta yer alan ana mağazasının sanal bir kopyasını Decentraland’de açtı.
- 2021 yılının Temmuz ayında lüks marka Fendi, New York’taki mağazalarından birinin 360 derece sanal versiyonunu oluşturdu. Sanal mağazayı ziyaret eden müşteriler en yeni koleksiyonları görüntülemek ve sanal turlar gibi imkânlara erişebiliyor.
- Hermés Singapur, Tayland ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde sanal kopyalarını piyasaya sürdü.
- 2020 yazında Lancôme, Singapur’da geçici bir sanal vitrin açtı.
- 2021 yılının Nisan ayında Nars, müşterilerine 3D alışveriş deneyimi sunduğu bir sanal mağaza açtı.
2022’de SandBox’ta günümüzü gün ederken VIP İşkembe Salonu’nu görmek bizi sadece mutlu eder…
5. Gen Alpha Stili
“Z kuşağı bunlar, ne yaparsın” serzenişleri yavaş yavaş yerini Gen Alpha’ya bırakmaya hazırlanıyor. Gen-Z’nin küçük kardeşleri olarak adlandırabileceğimiz Alpha nesli, birkaç kritik noktayla perakende sektörünün gidişatını derinden etkileyecek.
Cinsiyetsiz Alışveriş
Eskinin kuralları basitti; alışverişe çıkıldığında kıza pembe, erkeğe mavi alınırdı. Geleneksel cinsiyet tanımlarının özgürleşmesiyle, markaların tasarım ve üretim anlayışı da şekil değiştirdi. Bugün çoğu marka cinsiyet bakımından nötr koleksiyonlar oluşturmaya eğiliyor.
2021 yılının Haziran ayında PacSun, çocuklara yönelik cinsiyetsiz ürünler içerecek olan PacSun Kids bölümünü tanıttı. Aynı yıl Ekim ayında ise California eyaleti, büyük mağazalarda cinsiyetsiz çocuk bakımı ve oyuncak bölümlerini zorunlu kılan bir yasa çıkardı. Yani cinsiyetsiz yaklaşım sadece ebeveynlerin ve gençlerin kabul ettiği bir durum olmaktan çıkıp hem bürokratik hem de ticari anlamda sahaya indi diyebiliriz.
“Oyuncakların ayrıştırılması hangi cinsiyet için neyin uygun olduğuna dair modern düşünceye tamamen antitez oluşturacak sosyal bir yapı ortaya koyuyor.”
-Demokrat meclis üyesi ve yasanın ortak yazarı Evan Low
Erişilebilir Kapsayıcılık
Uzun bir zamandır belirli standartlara hitap eden çocuk koleksiyonları, farkındalığın artmasıyla dezavantajlı grupların ihtiyaçları gözetilerek çıkarılmaya başlandı. Hem fiziksel hem de mental zorluklara sahip olan çocuklar için tasarlanan kapsayıcı ürünler, çocuk gelişimi açısından hayati önem taşıyor.
Sürdürülebilir Oyuncaklar
Oyuncak markaları, genç jenerasyonlara yönelik çıkardıkları koleksiyonlarda sürdürülebilirliği göz önünde bulunduruyor. 2021 yılının Mayıs ayında Mattel, ebeveynleri eski oyuncakları getirerek geri dönüşüme destek olmaları için bir programa davet etmişti. Aynı senenin Temmuz ayında Lego geri dönüştürülebilir plastikten yapılan ilk prototipini geliştirdi. Yerli bir girişim olan Toyi de çocuklara dönüştürerek eğlenmeyi öğretiyor.
6. Geleneksel Mağazaların Düşüşü
Kabul etmek zor olsa da, geleneksel mağazacılığın sonunun geldiği bir gerçek. Perakendecilerin buna üzülmeyi bırakıp adapte olmak ve parlamak için yeni yollar keşfetmesi gerekiyor. Adeta bir şehir merkezine benzeyen mağazalarda salınmayı biz de özleyeceğiz fakat geleceğin getirilerine ayak uydurma zorunluluğunu göz ardı edemeyiz.
Yine de, daha önce bahsettiğimiz, akıllı gözlüklerle anlık olarak değişen tasarımlara sahip olan dükkan tabelaları fikri bizi hâlâ heyecanlandırıyor.
7. Dijital İkizler
Dijital ikizlik kavramını gerçek dünyada yer alan gerçek bir nesnenin, sanal dünyada birebir karşılık bulması olarak tanımlayabiliriz. Yani metaverse’e yalnızca kendimizi götürmekle kalmıyor, bu dünyada sevdiğimiz ne varsa onu da yanımıza alıyoruz. Artık sadece kendimizi değil avatarımızı da düşünmemiz gerektiğinin farkında olan markalar, yavaş yavaş ürün bazında dijital ikizlik kavramını dikkate almaya başladı.
Sanal dünyaya taşınan mağazalarda dijital ikizliğin kopyalanabilir doğasından yararlanmak hem aşinalık hem de bir nevi müşterilere doğal navigasyon sağlamak açısından önem taşıyor. Aynı zamanda müşterilerin alışverişten daha bütün ve derin bir deneyim bekler hale gelmesi, dijital kopyaların karizmasını artırıyor.
2021 yılının Mart ayında Burberry, Ginza’da yer alan amiral mağazasının dijital kopyasını açtı. Ardından Coach, sanal mağaza geliştiricisi Obsess ile iş birliği yaparak New York’taki mağazalarından birinin ikizini sanal platforma taşıdı.
Sürdürülebilirlik de dijital ikizliğin artılarından biri. Daha az fiziksel mağaza, daha küçük karbon ayak izi anlamına geliyor. Aynı zamanda sadece ticaret sektöründe değil mimarlık veya pilotluk gibi sektörlerde de dijital ikizlik, gezegeni kurtarmak adına kilit bir rol oynuyor. Uçuş simülasyonları ve hızla artan kentleşmeye adapte edilen yeni nesil yapı tasarımları, gerçek dünyada hiçbir çıktı vermeden gerçekleştirilebilir.
8. Big Tech’in Hamleleri
Tüm dünya yeni nesil bir göçe kendini hazırlarken teknoloji devlerinin ekranlardan uzaklaşmayı tercih etmesi ilginç değil mi?
- 2021 yılının Ağustos ayında The Wall Street Journal’ın haberine göre Amazon fiziksel mağazalar açmayı planlıyor. Bu raporun ışığında daha önce kasiyersiz market, Amazon 4-Star gibi adımlarıyla önümüze gelen ve 2017 yılında Whole Foods’u satın alan Amazon perakende alanında ayak izini büyütmek istiyor diyebiliriz. Ancak, çok daha güncel haberler, Amazon’un bu konuda bir strateji değişikliğine gittiği anlamına geliyor olabilir. Teknoloji evrenine yetişmek çok zor…
- 2021 yılında Google, New York’ta ilk fiziksel mağazasını açtı. Geleneksel perakende satışından çok showroom olarak konumlanan mağaza, Nest’ten FitBit’e Google’ın ürünlerini satıyor. Aynı zamanda müşterilerine alt şirketlerin önderliğinde gerçekleştirilen workshoplar da sunuyor. Pixel ile fotoğrafçılık dersleri alabilir, Nest ile yemek yapmaya girişebilirsin.
- Halihazırda fiziksel mağazaları bulunan Apple ise bu alandaki operasyonlarına ağırlık vermeyi tercih ediyor. Pandemi öncesi stratejilerini ve müşteri dahiliyetini artıran mağaza içi deneyimleri tekrardan gözden geçiren şirket, fiziksel perakendeye keskin dönüş yapanlardan. Bağdat Caddesi’ne yeni açılan şube de ihtişamıyla bu tezi destekler nitelikte.
Teknoloji devleri IRL (gerçek hayat) veya URL (çevrim içi) alışveriş arasındaki güç dengesini nasıl koruyacak ilerleyen günlerde göreceğiz. Şimdilik ilginç bir şekilde IRL ağır basıyormuş gibi görünüyor.
9. NFT pazarı
Eşsiz, değerli, değiştirilemez. İşte bunlar NFT’yi tanımlamak için kullanmanız gereken kelimeler. Perakendeciler de bu üç güçlü sıfatın büyüsünden kurtulamıyor ve böylece e-ticarette NFT dönemi resmen başlamış oluyor.
Tüketiciler toplamak ve ticaret yapmak isterken sanatçılar ve markalar dijital dönüşümün soyutlaşan çizgilerinden nasıl kâr edebilecekleri üzerine kafa yoruyor. Tam bu noktada NFT’ler iki grubun da ihtiyaçlarına ideal bir şekilde hizmet edecek çözüm olarak görülebilir.
Sotheby’s NFT’lere özel bir pazaryeri oluşturan ilk müzayede eviydi. 2021 yılının Ekim ayında duyurulan metaverse’i ünlüler tarafından büyük bir ilgi ve destek görürken, geçtiğimiz sene birlikte çalıştığı dijital sanatçıları desteklemeye devam ediyor.
Aynı ayın içinde kripto borsası olan Coinbase de bir NFT pazaryeri açtığını duyurdu. Coinbase’in pazaryeri sosyal ağırlıklı olacak ve yaratıcı ekonomiyi destekleyecek. İnsanlar videolar veya çevrim içi içerikler üretirken, bir yandan da ticaret yapma imkânına sahip olacak.
2019 yılında Paris’te sarı yelekliler protestoları sürerken sokak sanatçısı Pascal Boyart, Eugène Delacroix’nın meşhur “Halka Yol Gösteren Özgürlük” eserini uyarladığı bir grafiti çizdi. Belediye çizimin üzerini hızlıca kapatsa da, Boyart çoktan eserini NFT’ye çevirmeyi başarmıştı.
Büyük küçük fark etmeksizin marka ve sektörlerin NFT’lere verdiği önem, metaverse’in sunacağı fırsatlara ve potansiyeline ışık yakıyor. Keşfedilmemiş bölgenin imkanlarından yararlanan markalar, yeni ve gelişen bir pazarda kendilerini oyunun önemli bir parçası haline getirmek için çalışmaya devam edecek.
10. Retro Ticaret
Bir mağazaya girdiğimizde içimizin açılmasını sağlayan nedir? Yüksek tavanlar? Bembeyaz duvarlar? Kendine has fütüristik bir tasarım? Perakendeciler bu sorunun cevabının nostaljik mağazalarda yattığını savunuyor. Vintage modası ceketlerimizi geçerek amacını aştı diyebiliriz.
Geçen iki senede gözlemlendiği üzere insanlar doğadan ilham alan ve aşina oldukları tasarımların yanında daha rahat ve ait hissediyor. Yeni moda mağazalar ilginç tasarımlarıyla etkileyici olsa da müşterilerin bağ kurma ihtimalini düşürüyor. Ne de olsa ışık şovları veya devasa heykeller görsel olarak heybetli dursa da çoğumuzun evinde bulunan detaylar değil. Müşterilerini evinde hissettirmenin önemini fark eden perakendeciler mümkün oldukça sıcak bir dizayn ile onlara kucak açıyor.