Wunderman Thompson Intelligence tarafından hazırlanan raporda 2022 yılında beklenen trendler derlendi. 10 farklı alanda toplam 100 farklı trendin yer aldığı raporu her hafta birlikte inceliyoruz. 

Raporda yer alan 10 farklı alan şöyle: 

  • Kültürel Trendler
  • Teknoloji ve İnovasyon
  • Seyahat ve Konaklama
  • Markalaşma ve Pazarlama
  • Yiyecek & İçecek 
  • Güzellik ve Kişisel Bakım
  • Perakende ve E-ticaret
  • Lüks ürünler
  • Sağlık
  • İş Dünyası

Geçtiğimiz hafta Kültürel Trendler başlığını incelemiştik. Bu hafta ise Teknoloji ve İnovasyon başlığına odaklanıyoruz. 

1) 3 Boyutlu Ses 

Eğlence endüstrisi VR gözlükler, özel görüntü teknikleri ve yapay zekâ desteği ile gelişmeye devam ederken daha sürükleyici ve gerçekçi sanal deneyimler için ses teknolojileri de bir o kadar önemli. 

Apple Music, son yıllarda spatial audio (çevresel ses) üzerine yaptığı yatırımlar ile bu alanda iddialı şekilde ilerleyen şirketlerden sadece birisi. Apple’ın herhangi bir pazarda yatırım yapmasının ardından diğer büyük teknoloji şirketlerinin ve yeni girişimlerin de ciddi adımlarını görmeye alıştık. Sony de 2021 yılında spatial sese sahip hoparlörlerini tanıtarak iddiasını ortaya koydu. Apple’ın yeni Macbook Pro serisinin ve AirPods 3’ün de bu teknolojiyle birlikte geleceği iddiaları, yeni yılda oldukça hareketli bir pazar göreceğimiz anlamına geliyor. 

Öte yandan, spatial isimli bir girişim; otel lobisi, market, ofis ve hastane gibi ortak yaşam alanlarını 360 derece çevreleyen ve interaktif bir deneyim yaratan ses alanları geliştiriyor. 

Kulaklık ve bilgisayar gibi günlük kullandığımız cihazların spatial ses özelliğine sahip olması, izlediğimiz filmlerde özel deneyimler yaşayabileceğimiz anlamına gelirken; iş ve eğlence dünyasında yepyeni adımlar görebileceğimiz anlamına da geliyor. 3 kişilik dijital bir toplantıda, sağ ve solumuzdaki kişinin seslerinin farklı noktalardan gelecek olmasını en yüzeysel örnek olarak kullanabiliriz. 

2) Süper-Uygulamalar (Super-app) 

Bir uygulamaya girelim yemek sipariş edelim, başka bir uygulamaya girelim bebek bezi isteyelim, bambaşka bir uygulamaya girip kıyafet alalım… Bu kadar zahmete gerçekten gerek var mı?

Tek bir platformda her şeyi yapabileceğimiz uygulamalar gün geçtikçe artıyor. Özellikle Çin’de başlayan ve tüm dünyaya yayılma ihtimali olan bu akım ile tekelleşmeden bahsetmeye de başlayacağız gibi görünüyor.

Forrester’a göre 2020’de Güneydoğu Asya’daki e-ticaret pazarı diğer tüm bölgelerden daha hızlı büyüdü. Çevrim içi satışlar, %97 büyüme kaydeden market ürünleri öncülüğünde %53 artarak 50 milyar dolara ulaştı. Toplam online satışların her yıl çift haneli artarak 2025’te 143 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Ülkemizde kurulan Getir’in önce İngiltere, sonrasında da birçok Avrupa ülkesine genişlemesi, ülke içinde 81 şehre de açılması ise bu rakamları destekler nitelikte.

Endonezya’da bir motosiklet paylaşım platformu olarak yola çıkan Gojek isimli girişim şu an yemekten ilaçlara, bakkaliye ürünlerinden masörlere kadar her ‘şeyi’ taşıyor. Girişim, 2021 yılında 18 milyar dolar değerleme ile fon alarak Tokopedia ile birleşti ve fintech ve lojistik hizmetleri de sunan bir uygulamaya dönüştü. İki şirketin birleşmesiyle ortaya çıkan GoTo isimli çatı şirket bugün 100 milyon aktif kullanıcı, 11 milyon dükkan ve 2 milyon sürücü ile Endonezya’nın 1 trilyon dolarlık ticaret hacminin %2’sini oluşturuyor. 

3) Karbon Nötr İnternet 

Cleanfox’un e-posta kirliliğiyle ilgili Şubat 2021 raporuna göre, “İnternet bir ülke olsaydı, dünyanın altıncı en büyük kirleticisi olurdu.” Rapor ayrıca pazarlama e-postalarının Birleşik Krallık’ta yılda iki milyon ton karbondioksit (CO2) emisyonundan sorumlu olduğunu ortaya koyuyor. 

Buna karşılık, markalar çevrim içi etkinliklerinin karbon ayak izini azaltmak için web sitelerini elden geçiriyor.

Amsterdam merkezli tasarım stüdyosu Formafantasma, Şubat 2021’de sitesindeki yüksek boyutlu görsellerden vazgeçerek küçük resimler, temel yazı biçimleri ve standart Unicode odaklı çok daha ‘hafif’ ve ‘sürdürülebilir’ bir siteye geçiş yaptı. 

Bir tasarım stüdyosuna ait olduğu düşünüldüğünde, hiç de estetik bir website olmadığını söyleyebiliriz değil mi? Buna alışmakta fayda var, zira yakın gelecekte birçok örneğini göreceğiz. 

Volkswagen de Şubat 2021’de daha sürdürülebilir bir deneyim için Kanada web sitesini yeniden yapılandırdı. Carbon-Neutral Net disipliniyle elden geçirilen sitede, tüm renkler yeniden yorumlandı ve metin karakterlerinden oluşturulan mozaik fotoğraflar kullanılarak sitenin karbon ayak izi azaltıldı. Website Carbon’a göre site hafif yapısı sayesinde sayfa görüntülenmesi başına 0,022 gram karbondioksit üretirken, daha önce 1.76 gram karbondioksit üreten selefine ciddi bir fark atıyor. 

Görünen o ki, yeni yılda Starbucks gibi büyük şirketlerin plastik yerine kağıt veya tekrar kullanılabilir ürünlere yönelmesiyle yetinmeyip, dijital varlıkları üzerinde de bir düzenlemeye gitmelerini bekleyeceğiz. 

Bunlar yaşanırken bizim de kişisel olarak ürettiğimiz veri yığınlarına dikkat etmemiz gerekebilir. Yıl sonuna doğru, insanların “dünyayı çok kirletiyorsun” diye birbirleriyle kavga edişine tanık olmamız mümkün olur mu? 

4) Az ama Öz Sosyal Ağlar

“Less is more” kalıbı genelde dilimize “az ama öz” şeklinde çevriliyor. Fakat biz, “az çoktan yeğdir” diye de yorumlayabiliriz. 

Yukarıda bahsettiğimiz, karbon ayak izini azaltmak için sitelerin sadeleştirilme akımını, sosyal medya platformlarının, “Kendi sağlığınız için bizi biraz daha az kullanır mısınız lütfen 🙏” odaklı yeni stratejileri takip edecek gibi görünüyor. 

Buna, geçtiğimiz yıl Instagram’ın duyurduğu, kullanıcıya “şu kadar zamandır Instagram’dasın, biraz mola vermenin zamanı gelmiş olabilir” minvalinde hatırtlatmalarda bulunan “Take a Break” özelliği oldukça iyi bir örnek. Şirketler, kullanıcıları ‘düşünmeye’ ve ‘kollamaya’ başlıyor. 

5) Gelişmiş Avatarlar

Yıllardır sosyal medyada onlarca farklı profil fotoğrafıyla bazen kendimizi, bazen kendimize yakıştırdığımız kişi veya objeleri, bazen ise avatarımızı kullanıyoruz. Mesela ben 4 yıldır, Munise Ben’in çizdiği bu avatarımı kullanıyorum.

Ancak durum, basit 2 boyutlu avatarların çok ötesine geçmek üzere. Özellikle sanal yaşam vaat eden metaverse kavramının da gelişmesiyle birlikte; gerçekçi avatarların değeri artıyor.

Nvidia, konuşma tabanlı yapay zekaya sahip 3D avatarların hem sanal hem de fiziksel dünyada çalıştığı bir geleceğe hazırlanıyor. Şirket, 2021 sonunda Omniverse Avatar platformunu duyurmuştu. 

Nvidia’nın kurucusu ve CEO’su Jensen Huang, “Akıllı sanal asistanların filizlenme zamanı geldi” derken, “Omniverse Avatar, Nvidia’nın temel grafiklerini, simülasyonunu ve yapay zeka teknolojilerini birleştirerek şimdiye kadar yaratılmış en karmaşık gerçek zamanlı uygulamalardan bazılarını oluşturuyor.” diye ekledi.

Epic Games’in alt şirketi olan Unreal Engine de “geleceğin dijital insanlar olduğuna” inanıyor. Şirket, dakikalar içinde foto gerçekçi avatarların oluşturulmasını sağlayan MetaHuman Creator’a erken erişim sunmaya başladı. Bulut tabanlı uygulama, cilt ve kırışıklıklardan kırık kılcal damarlara ve yara izlerine kadar insanın tüm karmaşık ayrıntılarını anında kopyalayabiliyor.

3D tarama teknolojisi ile kendi bedenimizi dijital ortama aktarmamızın söz konusu olduğunu da unutmayalım. Ama kim, milyonlarca değişiklik yapma şansı varken kendi bedenini kullanmak ister ki?

6) Çin’in İnternet Sansürleri

Teknoloji şirketlerine yaptığı baskılar ile bilinen Çin hükûmeti ülkenin en büyük şirketleri Alibaba, Tencent, JD.com, Meituan ve Didi Chuxing’i sürekli yakından inceleyerek çeşitli cezalara çarptırıyor. Öyle ki, Alibaba, Nisan 2021’de 2.8 milyar dolar değerinde rekor bir ceza ile karşı karşıya kaldı. 

1 milyara yakın insanın aktif internet kullandığı bir pazarda böylesine ‘hızlı’ kararlar alabiliyor olması da tüm dünyayı etkileyebilecek potansiyele sahip. Zira, Avrupa Birliği ve ABD hükûmeti büyük şirketlere çeşitli yaptırımlar uygulayarak tekelleşmeyi önlemeye çalışıyor olsa da Çin kadar hızlı işlemeyen bürokrasiden dolayı birkaç sene daha bekleyeceğiz gibi görünüyor. 

Çin’in atacağı adımlar, 2022 yılında internet üzerinde birçok şeyi etkileyecektir. Buna örnek olarak, 2021 yılında kripto paraları yasaklamasını ve tüm kripto para madencilerinin Çin’den Kazakistan gibi ülkelere taşınmasını gösterebiliriz. 

Çin İnternet Ağı Bilgi Merkezi’ne göre; Çin nüfusunun yaklaşık %70’i – 989 milyon kişi – 2020’nin sonunda cep telefonlarında ‘online’ idi. Bunların yaklaşık %80’i çevrim içi alışveriş, %86’sı mobil ödeme kullanıyor ve %94’ü video içerik tüketiyordu. 

7) Karbon Teknolojileri

[Karbon üretimimizi] Azaltmamız gerekiyor ama bu yeterli gelmeyecek; biyolojik çözümlerimiz olacak, bunlar da yeterli gelmeyecek, dolayısıyla teknik çözümlere ihtiyacımız var.” -Climeworks kurucusu Jan Wurzbacher 

Havadaki karbondioksiti emerek yer altına gönderme prensibiyle çalışan bir sistem geliştiren İsveç merkezli Climeworks, bugüne kadarki en büyük fabrikasını geçtiğimiz yıl Carbfix ile iş birliği içerisinde Yeni Zelanda’da açtı. Carbfix ve Climeworks’ün kurduğu sistem, havadaki karbondioksiti emdikten sonra sıvı formuna döndürerek yer altına gönderiyor ve taşlaşmasını sağlıyor. 

Bu konuda çalışan başka bir girişim olan İsrail merkezli girişim High Hopes Labs ise büyük balonları atmosfere kadar göndererek karbondioksitin donmuş hâlini yakalamaya çalışıyor. Küçük balonlarla testlere başlayan girişim, 2 yıl içerisinde operasyonlarını genişletmeyi hedefliyor. 

Karbonu yakalamak ve muhafaza etmek kadar dönüştürmek de başka bir iş kolu. Amerika Chicago’da ortaya çıkan Aether isimli girişim hapsedilen karbondioksiti elmasa dönüştürürken Kanada merkezli spor giyim şirketi Lululemon ve biyoteknoloji şirketi LanzaTech ise güçlerini birleştirerek karbondioksit ile kumaş üretmeyi planlıyor. 

Yeni yılda, bir yandan karbon emisyonunu azaltmak için web sitelerimizi çirkinleştirirken bir yandan da havada karbon avına çıkacağız gibi görünüyor. Herkese bol şans! 

8) Sanal Işınlanma

Asırlardır hayalini kurduğumuz ışınlanma teknolojisine bir süre daha ulaşamayacağız gibi duruyor. Ancak, VR teknolojisi ile birlikte ışınlanmaya olan ihtiyacımız da ortadan kalkabilir (mi?). 

Wunderman Thompson’ın raporuna göre; yeni yıl birçok büyük ve küçük şirketin VR-AR teknolojisini kullanarak sanal ışınlanmayı vaat edeceği bir yıl olacak. 

Bu şirketlerden birisi de Varjo Teleport VR. 

Helsinki merkezli şirket, Varjo Reality Cloud isimli platformu ile foto gerçekçi sanal ışınlanma imkanı sunarken Meta ve Microsoft gibi büyük şirketler de yeni metaverse girişimleri ile birlikte sanal bir dünya ile birlikte sanal ışınlanma çözümleri geliştiriyor. 

“2030’a kadar, yeni nesil Oculus gözlükler, kullanıcıların koltuklarından kalkmadan bir yerden başka bir yere ışınlanmalarına izin verecek.” -Mark Zuckerberg 

Mesafe bir engel olmaktan çıkıyor. İnsanlar çalışmak ve sosyalleşmek için sanal ortamları tercih etmeye devam ettikçe, dijital kodlar fiziksel mesafeleri eritebilir. 

9) Kripto Ekonomi

Son haftalarda kripto odaklı yazılarımızdan artık bunaldığını hissediyoruz. O yüzden fazla uzatmadan, birkaç madde istatistik ile konuyu kapatacağım. 

  • 2021 Ağustos’ta PayPal, İngiltere’deki kullanıcılarına kripto para alıp satma özelliğini sundu. 
  • New York City’nin yeni belediye başkanı Eric Adams maaşını Bitcoin ile almak istediğini açıkladı.
  • Çin bir süredir dijital yuan üzerine çalışıyor. Çin Merkez Bankası, birçok vatandaşa milyonlarca dolar değerinde dijital yuan dağıttı bile. CNBC’ye göre; geçtiğimiz aylarda Pekin, Çengdu ve Shenzen gibi büyük şehirler pilot uygulama programına katıldı. Yine CNBC’nin haberine göre, hükûmetin ilk ciddi denemeleri Pekin Kış Olimpiyatları’nda yapması ihtimali bulunuyor.
  • Nisan 2021’de, Japonya Bankası da ilk dijital para testlerine başladı. Denemeler 2022 Mart’ına kadar devam edecek.
  • Yine Nisan 2021’de İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, bir konferansta İngiltere Hazinesi ve İngiltere Bankası’nın “potansiyel bir merkez bankası dijital para birimi (CBDC) özelinde keşif çalışmalarını koordine etmek için” bir komisyon kurulduğunu belirtti. 

10) Temiz Hava

Ortak yaşam alanlarımızın temiz bir havaya sahip olması gün geçtikçe daha da önem kazanırken, biyoteknoloji bu ihtiyacımızı karşılayabilir. 

Mimarlık ve inovasyon firması EcoLogicStudio, havadaki kirleticileri ortadan kaldıran AirBubble isimli bir proje üzerinde çalışıyor. Havayı temizleyen bu eko-makine şu anda Polonya’nın Varşova kentindeki bir çocuk oyun parkında kullanılıyor. Kirleticileri ve karbondioksiti gidermek için güneş enerjisiyle çalışan biyoreaktörler ve algler kullanan cihaz, fotosentezden prensibinden faydalanıyor. Oyun ortamını çevreleyen biyoreaktörler kirlilik seviyesini Dünya Sağlık Örgütü’nün yönergeleri dahilinde tutuyor. 

External Reference ve Onionlab tarafından oluşturulan 3D baskı bir “akıllı orman”, Dubai’deki Expo 2020’de tanıtıldı. Sera gazlarını yakalayan ve parçalayan yapay orman,  sürdürülebilir biyoplastik polimer ağaçlarından oluşuyor. Sergi için tasarlanan mikroalgler, fotosentez yoluyla oksijen üreterek oksijen seviyesini yükseltiyor ve çevredeki sera gazlarını azaltıyor. Böylece nihai hedef olan küresel gazların etkilerini azaltmaya bir adım daha yaklaşmış oluyor. 

Geçtiğimiz hafta kültürel trendler arasında bahsettiğimiz “mikro-ormanlar” ile bu konuyu bağdaştırmak söz konusu olabilir. Gri mahallelerimize ‘inşa edilen’ mikro ormanlar, havadaki sera gazlarını temizlemeye odaklanabilir. 

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.