Changing Precision Technology Company (Çin-Dongguan), günümüz teknolojilerine erişene kadar 650 çalışanı ile üretim gerçekleştiren bir fabrikayken 590 çalışan ile yollarını ayırarak yerine 60 adet robot kol koymuş olan, yoluna 60 insan, 60 robot ile devam eden bir firma haline geldi. ‘Acı’ gerçek ise bu değişim ile üretkenliğin %250 artarken üretim hatalarının %80 azalmış olması. Şirket, insan sayısını 20’ye kadar düşürebileceğini düşünüyor. Akşam olduğunda insanların evine gidiyor olması ve giderken ışıkların tamamen kapatılmasına rağmen üretimin gece boyunca devam ediyor olması; modern kölelik ismini verdiğimiz çalışma biçiminin ‘sorunsuz’ şekilde devam ediyor olduğu anlamına geliyor ve sanırım bu günümüz ‘patrolarının’ en büyük ihtiyacı. Cambridge Industires Group (CIG) adlı şirket ise 3 bin çalışanın 3’te 2’sinin robotlarla değiştirilmesi üzerine çalışmalar yapıyor.

Yukarıdaki paragrafı, yaklaşık 1 yıl önce paylaştığımız fabrikalarda ışıklar sönüyor içeriği için hazırlamıştık. Bugüne geldiğimizde ülkemiz ve Avrupa ülkeleri endüstri 4.0 atağında henüz Çin kadar agresif davranmamış olsa da yakın gelecek için öngörülen rakamlar Çin’deki rakamlara göre pek de farklı değil.

YouGov tarafından İngiltere Kraliyet Sanat Akademisi adına yürütülen araştırmaya göre robotlar önümüzdeki on yıl boyunca İngiltere’de dört milyon insan işçinin yerini alabilir. Bu, ülkenin özel sektördeki iş gücünün yüzde 15’i anlamına geliyor.

İş liderleri ile görüşen araştırmacılar finans, muhasebe, ulaşım ve dağıtım gibi alanlarda faaliyet gösteren patronların %20’sinden fazlasının, 2027 yılına kadar bu alanlardaki işlerin %30’undan fazlasının otomasyona geçmesini beklediklerini öğrendi.

Robotların uyumadığı, sıkılmadığı, zor günlerinin olmadığı ve dalgınlık gibi insani sorunlara sahip olmadığını da dikkate aldığımızda, robotların tüm işlerimizi ele geçirmesi pek de sürpriz değil. Sadece rutine bağlı veya fiziki güç gerektiren mavi yaka işlerden bahsetmek de olanaksız. Yapay zekalar şairlik, yazarlık gibi birçok yaratıcılık gerektiren işi de yapabiliyor ve yakın gelecekte daha iyi yapabilecek potansiyele sahip.

Öte yandan şu an için en fazla endişelenmesi gereken meslek gruplarının başında ise şoförler geliyor. Çünkü otonom araçların test sürüşleri bugün çok ciddi bir gelişimle devam ederken 2030 itibariyle Amerika ve Avrupa’da 6.4 milyon şoförden 4.4 milyonunun işsiz kalması bekleniyor.

Tüm bunlar yaşanırken biz insanlar hem işsiz hem de aç mı kalacağız?

Bu soruyu ele aldığımızda çok yaygın iki konu önümüze çıkıyor. Birincisi robotlardan özel bir vergi alınması, ikincisi ise devletin vatandaşlarına karşılıksız maaş vermesini öngören Evrensel Temel Gelir (Universal Basic Income) yardımının devreye girmesi. Bu ikisi birbirini tamamlayabilecek mantıklı bir yapıya sahip. Robotlar bizim yerimize çalışır, üretim gücü artarken insanlar şirketlerin ödediği vergilerden maaşını alarak refah içinde yaşayabilir. Tabii bu konu sanıldığı kadar basit değil ancak özetle böyle işleyeceğini söyleyebiliriz.

Kaynak: Futurism

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir